Translation of "üzüntülü" in English

0.050 sec.

Examples of using "üzüntülü" in a sentence and their english translations:

Tom üzüntülü olduğunu söyledi.

- Tom said that he's sorry.
- Tom said he was sorry.
- Tom said that he was sorry.

O, bana üzüntülü şekilde baktı.

She looked sadly at me.

Oğulları üzüntülü şekilde babalarını gömdü.

The sons sorrowfully buried their father.

Oğulları üzüntülü şekilde ebeveynlerini gömdü.

The sons sorrowfully buried their parents.

Oğullar üzüntülü şekilde annelerini gömdü.

The sons sorrowfully buried their mother.

Tom üzüntülü bir şekilde gülümsedi.

Tom smiled sadly.

Yaşlı adam üzüntülü bir şekilde güldü.

The old man laughed sadly.

- Tom üzüntülü olduğunu söyledi.
- Tom üzgün olduğunu söyledi.

- Tom said that he was sad.
- Tom said he was sad.

- Tom gerçekten üzgün olduğunu söyledi.
- Tom gerçekten üzüntülü olduğunu söyledi.

Tom said that he was really sorry.

Zor ve üzüntülü zamanlarda diğer insanlar için bir şey yapmaya çalışırız.

In hard times, in sorrowful times, let's try doing something for other people.