Translation of "ördek" in English

0.009 sec.

Examples of using "ördek" in a sentence and their english translations:

Ördek!

Duck!

- Ördek vakvak eder.
- Ördek vakvaklar.
- Ördek vakvak diye ses çıkarır.

The duck quacks.

Lastik ördek nerede?

Where is the rubber duck?

Ördek vakvak eder.

The duck quacks.

Dedem ördek yetiştirir.

My grandfather raises ducks.

Gömleğinde ördek var.

There's a duck on his shirt.

O, ördek avına gitti.

He went duck hunting.

Tom ördek avına gitti.

Tom went duck hunting.

Ördek "Vak, vak" dedi.

"Quack, quack," said the duck.

Küçük ördek yavrusu yüzebilir.

The small duckling can swim.

Ördek, "Vak, vak!" dedi.

"Quack, quack!" the duck said.

Hiç ördek gibi yürüdün mü?

Have you ever walked like a duck?

Bir zamanlar bir ördek öldürdüm.

I killed a duck once.

O bir ördek gibi görünüyor.

It looks like a duck.

Bütün ördek yavrularım gölde yüzüyor.

All my ducklings are swimming in the lake.

O ördek suratını yapmayı bırak!

Stop making that duck face!

Onun gömleğinde bir ördek var.

There's a duck on her shirt.

Ördek, beşinci gününde hala hayatta idi.

The duck was still alive on the fifth day.

Bir ördek satın almak istiyor musun?

Do you want to buy a duck?

Geçen hafta sonu ördek avına gittim.

I went duck hunting last weekend.

Tom geçen ay ördek avlamaya gitti.

Tom went duck hunting last month.

Çirkin ördek yavrusu zarif bir kuğu oldu.

An ugly duckling became a graceful swan.

Sami geçen hafta sonu ördek avlamaya gitti.

Sami went duck hunting last weekend.

Tom birkaç hafta sonu önce ördek avına çıktı.

Tom went duck hunting a couple of weekends ago.

O bir çocuk olarak gerçekten çirkin bir ördek yavrusuydu.

She was a real ugly duckling as a kid.

Tom geçen hafta sonu arkadaşlarıyla birlikte ördek avına gitti.

Tom went duck hunting with his friends last weekend.

Küçük bir ada üzerindeki bir göletin ortasında şirin bir ördek evidir.

In the middle of a pond on a tiny island is a charming little duck house.

Bu görüntü ya bir ördek gibi ya da bir tavşan gibi görülebilir.

This image can be seen either as a duck or as a rabbit.

Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.

The next morning the White Duck wandered round the pond, looking for her little ones; she called and she searched, but could find no trace of them.

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.

Commentators have variously described the sound of vuvuzelas as "annoying" and "satanic" and compared it with "a stampede of noisy elephants", "a deafening swarm of locusts", "a goat on the way to slaughter", "a giant hive full of very angry bees", and "a duck on speed".