Translation of "öldürme" in English

Öldürme.

- Kill!
- Kill.

Beni öldürme.

Don't kill me.

Kendini öldürme.

Don't kill yourself.

Seyircileri öldürme!

Don't kill off bystanders!

- Öldürmeyin.
- Öldürme.

Don't kill.

Tom'u öldürme.

Don't kill Tom.

Lütfen beni öldürme.

- Please don't kill me.
- Please, don't kill me.

Beni öldürme lütfen!

Please don't kill me!

Öldürme olmayacığını umuyorum.

I hope there'll be no bloodshed.

O kendini öldürme eşiğindeydi.

She was on the border of killing herself.

O, öldürme dürtüsünü kontrol edemedi.

He could not control his compulsion to kill.

Tom adam öldürme suçunu kabul etti.

Tom pleaded guilty to manslaughter.

İnsanlar veya şempanzeler gibi öldürme içgüdüleri yok.

They don’t seem to have a kill switch such as humans and chimpanzees do.

Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular.

Tom and Mary attempted to murder John.

Sami kasten adam öldürme suçunu kabul etti.

Sami pled guilty to voluntary manslaughter.

Sami kendi kızını öldürme girişiminde bulunmakla suçlandı.

Sami was charged of attempted murder of his own daughter.

Sanırım onun karısını öldürme nedeni hâlâ bir sır.

I think the reason that he killed his wife is still a mystery.

Onlardan biri bir aktör, birini öldürme numarası yapacak.

One of them is an actor, who is going to pretend to murder someone.

Şehvet, sahiplenme arzusunu doğurur. Sahiplenme de öldürme güdüsünü.

Lust awakens the desire to possess. And that awakens the intent to murder.

Fadıl bebek öldürme hakkında daha fazla öğrenmek istedi.

Fadil wanted to learn more about infanticide.

- Edward'ı öldürmekten korkmayın; bu iyi.
- Edward'ı öldürme; korkmak iyidir.

- Do not be afraid to kill Edward; it is good.
- Do not kill Edward; it is good to fear.

Tom kazara adam öldürme için on yıl hapis cezası çekiyor.

Tom is serving a ten-year sentence for manslaughter.

Tom adam öldürme için on üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Tom was sentenced to thirteen years for manslaughter.