Translation of "öfkeliydi" in English

0.010 sec.

Examples of using "öfkeliydi" in a sentence and their english translations:

Tom öfkeliydi.

Tom was indignant.

Ebeveynlerim öfkeliydi.

My parents were furious.

O öfkeliydi.

She was outraged.

Herkes öfkeliydi.

Everyone was outraged.

Vali öfkeliydi.

The governor was furious.

Sami öfkeliydi.

Sami was angry.

O, kızına öfkeliydi.

He was angry with his daughter.

Onun ailesi öfkeliydi.

His parents were furious.

Annem çok öfkeliydi.

My mother was furious.

Onlar çok öfkeliydi.

They were outraged.

Birçok sakin öfkeliydi.

Many residents were angry.

Tom oldukça öfkeliydi.

Tom was pretty angry.

Sami çok öfkeliydi.

Sami was very angry.

O konuşamayacak kadar öfkeliydi.

He was so angry he couldn't speak.

Tom gerçeği öğrendiğinde öfkeliydi.

When Tom found out the truth, he was furious.

Her nedense bana karşı öfkeliydi.

She was somehow incensed against me.

Tom Mary'ye karşı çok öfkeliydi.

Tom was furious with Mary.

Yalan söylediğini söylediğimde o öfkeliydi.

She was indignant when I said she was lying.

Tom öfkeliydi ama Mary değildi.

- Tom was angry, but Mary wasn't.
- Tom was furious, but Mary wasn't.

Fransız personelinin önde gelen üyeleri öfkeliydi!

Prominent representatives of the French contingent were outraged!

Bana dik dik bakan kız öfkeliydi.

The girl staring back at me was angry.

- Tom çok kızgındı.
- Tom çok öfkeliydi.

Tom was very angry.

- Tom öfkeliydi.
- Tom hummalıydı.
- Tom dellenmişti.

Tom was frantic.

Curdken çok öfkeliydi, ve onunla konuşmadı.

Curdken was very angry, and wouldn't speak to her.

Tom öfkeli değildi, ama Mary öfkeliydi.

Tom wasn't furious, but Mary was.

- Tom neden kızgındı?
- Tom neden öfkeliydi?

Why was Tom angry?

Tom çok öfkeliydi ve ben de öyle.

- Tom was very angry and I was, too.
- Tom was very angry and so was I.

Onun çiti boyamasına yardım etmediğim için Tom öfkeliydi.

Tom was angry because I didn't help him paint the fence.

- O, o kadar öfkeliydi ki konuşamadı.
- O kadar sinirliydi ki konuşamadı.

She was so angry that she could not speak.