Translation of "çalmak" in English

0.014 sec.

Examples of using "çalmak" in a sentence and their english translations:

Çalmak kötüdür.

It is bad to steal.

Çalmak yanlıştır.

- It is wrong to steal.
- Stealing is wrong.
- It's wrong to steal.

Piyano çalmak zordur.

It is difficult to play the piano.

Gitar çalmak istiyorum.

I want to play the guitar.

Gitar çalmak eğlencelidir.

Playing the guitar is fun.

Para çalmak yanlıştır.

It is wrong to steal money.

Çalmak bir suçtur.

Stealing is a crime.

Onu çalmak istedim.

I wanted to steal it.

Çalmak doğru değildir.

It is not right to steal.

- Sami parayı çalmak istedi.
- Sami parayı çalmak istiyordu.

Sami wanted to steal the money.

İğne çalmak bile günahtır.

It is a sin to steal even a pin.

Piyano çalmak kolay değildir.

Playing the piano isn't easy.

Onlar arabayı çalmak istedi.

They wanted to steal the car.

Bir hırsızdan çalmak zordur.

It's hard to steal from a thief.

Bu parçayı çalmak imkansız.

This piece is impossible to play.

Onlar işlerimizi çalmak istiyorlar.

They want to steal our jobs.

Arp çalmak kolay değildir.

Playing the harp isn't easy.

Size bir kopuz çalmak istiyordum

I wanted to steal you a kopuz

Kemancı, çalmak için sinyali bekler.

The violinist waits for the signal to play.

Keman çalmak çok pratik ister.

Playing the violin requires much practice.

Gerçekten Tom'un grubunda çalmak istemiyordum.

I really didn't want to play in Tom's band.

Tom artık piyano çalmak istemiyor.

Tom doesn't want to play the piano anymore.

O yemek tarifini çalmak zorundayım.

I have to steal that recipe.

Bir hırsızdan çalmak suç değildir.

It's no crime to steal from a thief.

Piyano çalmak el becerisi gerektirir.

Playing the piano requires manual dexterity.

Fadıl, Dania'nın parasını çalmak istedi.

Fadil wanted to steal Dania's money.

Daha iyi gitar çalmak istiyorum.

I want to play the guitar better.

Tom zili çalmak istediğini söyledi.

- Tom said that he wanted to ring the bell.
- Tom said he wanted to ring the bell.

Tom sadece kendi müziğini çalmak istiyor.

Tom only wants to play his own music.

Tek istediğim Tom'un grubunda gitar çalmak.

All I want to do is to play guitar with Tom's band.

Bize hangi çeşit müzik çalmak istiyorsun?

What kind of music do you want us to play?

Piyano çalmak benim için bir işkenceydi.

It was a torture for me to play the piano.

Tom her zaman blues çalmak istiyor.

Tom always wants to play the blues.

Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.

The tooth fairy wants to steal your teeth.

Tom'un istediği şarkılardan hiçbirini çalmak istemiyorum.

I don't want to play any of the songs Tom requested.

Onun hobileri gitar çalmak ve şarkı söylemektir.

His hobbies are playing the guitar and singing.

Saksafonda Vivaldi'nin fagot konçertosunu çalmak çok zor.

It's very hard to play Vivaldi's bassoon concertos on the saxophone.

Neden birisi bunun herhangi birini çalmak ister?

Why would anyone want to steal any of this?

Bana göre müzik çalmak kitap okumak gibidir.

To me, playing music is like reading a book.

Ben her zaman bir enstrüman çalmak istedim.

I've always wanted to play an instrument.

Çalgı çalmak için Tom'un evine gidebilir miyim?

- Is it OK if I go over to Tom's house to play?
- May I go over to Tom's house to play?
- Would it OK if I go over to Tom's house to play?

- Gitar çalmak benim hobim.
- Hobim gitar çalmaktır.

My hobby is playing the guitar.

- Biz vurmak üzereydik.
- Biz kapı çalmak üzereydik.

We were just about to knock.

Bir hırsız para çalmak için eve girdi.

A thief broke into the house to steal the money.

Bu müzik bakarak çalmak için çok zor.

This music is very difficult to sight read.

- Çalgı çalmak için Tom'un evine gidebilir miyim?
- Çalgı çalmak için Tom'un evine gitmemde bir sakınca var mı?

- Can I go over to Tom's house to play?
- Would it OK if I go over to Tom's house to play?

Açlık çocuğu yazar kasadan para çalmak için zorladı.

Hunger compelled the boy to steal money from the cash register.

Piyanoyu iyi çalmak için, yıllarca pratik yapmak gerekir.

It takes years of practice to play the piano well.

Benim için müzik çalmak bir kitap okumak gibidir.

Playing music to me is like reading a book.

Tom Mary'nin kasasını çalmak için bir plan hazırladı.

Tom formulated a plan to steal Mary's safe.

Trompet çalmak için harcadığın zamanın süresi sana kalmıştır.

The amount of time you spend practicing the trumpet is up to you.

Ben hâlâ çalmak istediğim kadar iyi gitar çalamıyorum.

I still can't play guitar as well as I want to.

Herhangi biri bu şeylerden herhangi birini neden çalmak ister?

Why would anyone want to steal any of these things?

Buraya iş konuşmak için geldim, çene çalmak için değil.

I came here to talk business, not to chit-chat.

Tom yedek parça çalmak için bir depoya gizlice girdi.

- Tom sneaked into a warehouse to steal spare parts.
- Tom snuck into a warehouse to steal spare parts.

Tom, Mary'nin partiye bir şey çalmak için geldiğinden şüpheleniyordu.

Tom suspected that Mary came to the party to steal something.

Birinin neden öyle bir şey çalmak istediğini hayal bile edemiyorum.

I can't imagine why anyone would want to steal something like that.

Piyanoda bir şey çalmak onun yapmak için en sevdiği şeydir.

Playing on the piano is his favorite thing to do.

Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak

Walking in groups, playing loud music, carrying torches and sticks,

Tom'un arabasını kimin çalmak isteyeceği konusunda herhangi bir fikrin var mı?

Do you have any idea who'd want to steal Tom's car?

Hırsızlar kadının arabasını çalmak istedi fakat beceremediler çünkü düz vites kullanmasını bilmiyorlardı.

The thieves tried to steal the woman's car, but they couldn't because they didn't know how to drive a manual.

Bill ve John çene çalmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

Bill and John like to get together once a month to shoot the breeze.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Across the globe, wild animals are growing ever more artful at stealing a meal.

Tom şiddet içeren video oyunlarını çalmak ve yok etmek için gençlerin evlerine girmeyi sever.

Tom likes to break into the homes of teenagers to steal and destroy their violent video games.

- Tom bütün gün gitar çalıp duruyor.
- Tom'un gün boyunca yaptığı tek şey gitar çalmak.

All Tom does all day long is play the guitar.