Translation of "çıkarsan" in English

0.003 sec.

Examples of using "çıkarsan" in a sentence and their english translations:

Odadan çıkarsan ışıkları kapa.

- Turn off the lights when you leave the room.
- Turn the lights off when you leave the room.

Yağı kesip çıkarsan iyi olur.

You had better cut out the fat.

Yapabiliyorken onun zevkini çıkarsan iyi olur.

You'd better enjoy it while you can.

Hemen yola çıkarsan saat altıya kadar varırsın.

If you start at once, you'll arrive by six o'clock.

Böyle hafifçe giyinerek dışarı çıkarsan nezle olursun.

If you go out so lightly dressed, you'll catch a cold.

Şimdi yola çıkarsan yarın akşama kadar Boston'da olursun.

If you leave now, you'll be in Boston by tomorrow evening.

Dışarı çıkarsan, bir daha içeri girmene izin vermeyeceğim.

If you go out, I won't let you come in again.

Böyle bir havada dışarı çıkarsan donma riski geçirirsin.

If you go out in weather like this, you risk frostbite.

Lütfen dışarı çıkarsan, kapıyı kilitlemeyi unutmamak için dikkatli ol.

Please be careful not to forget to lock the door when you go out.

Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak.

I don't want to have to hurt you, but if you get in my way, I'll have no choice.