Translation of "çözmeyi" in English

Sorunu çözmeyi başardılar.

They were successful in solving the problem.

Gizemleri çözmeyi seviyorum.

I like solving mysteries.

- Ben bulmaca çözmeyi seviyorum.
- Bulmaca çözmeyi severim.
- Bulmaca çözmeyi seviyorum.
- Yapboz yapmayı seviyorum.

- I like solving puzzles.
- I love solving puzzles.

Sorunu çözmeyi kolay buldum.

I found it easy to solve the problem.

Bulmacayı çözmeyi zor buldum.

I found it difficult to solve the puzzle.

Sorunu çözmeyi zor buldu.

He found it difficult to solve the problem.

O, sorunu çözmeyi başardı.

He succeeded in solving the problem.

Dedektif gizemi çözmeyi başardı.

The detective has successfully solved the mystery.

Bulmaca çözmeyi sever misin?

Do you like solving puzzles?

Tom sorunu çözmeyi denedi.

Tom tried solving the problem.

Problemi çözmeyi zor buldum.

I found it difficult to solve the problem.

Tom sorunu çözmeyi zor buldu.

Tom found it difficult to solve the problem.

Ben problemi çözmeyi kolay buldum.

I found it easy to fix the problem.

Sorunu derhal çözmeyi zor buldum.

I found it difficult to solve the problem at once.

Bu sabah sorunu çözmeyi başardım.

I was able to solve the question this morning.

Tom matematik bulmacalarını çözmeyi sever.

Tom likes solving math puzzles.

Gelecek yıl hangi problemleri çözmeyi planlıyorsunuz?

What problems are you planning to resolve next year?

Tom sorunu çözmeyi denedi ama başaramadı.

Tom tried to solve the problem, but couldn't.

- Problemi çözmeyi denedi.
- Sorunu çözmeye çalıştı.

He tried solving the problem.

- Ben bulmaca çözmeyi seviyorum.
- Yapboz yapmayı seviyorum.

I like solving puzzles.

Tom boş zamanlarında çengel bulmaca çözmeyi sever.

Tom likes to solve arrowword puzzles in his spare time.

Tom işe gidip gelirken yolda bulmaca çözmeyi seviyor.

Tom likes to solve crossword puzzles on his commute.

Ben problemleri çözmeyi tercih ederim , sadece onlara rapor vermeyi değil.

I prefer to look for a solution to problems, not only to report them.

"Bu matematik problemi çok zor, siz nasıl çözmeyi başardınız?" , "Bir şekilde başardım, işte."

"This math problem is very difficult. How did you solve it?" "Eh, I managed somehow."