Translation of "çözmesi" in English

Şifreleri çözmesi kolaydı.

The passwords were easy to figure out.

Çözmesi zor bir problemdi.

- It was a problem difficult to solve.
- It was a problem that was difficult to solve.
- It was a difficult problem to solve.

Onun problemi çözmesi imkansızdı.

It was impossible for him to solve the problem.

Onun sorunu çözmesi kolaydı.

It was easy for him to solve the problem.

Bob'un o sorunu çözmesi akıllıcaydı.

It was clever of Bob to solve that problem.

Tom bunu kendisi çözmesi gerekiyor.

Tom needs to sort it out himself.

Bence onun sorunu çözmesi imkânsız.

I think it's impossible for him to solve the problem.

Onun bu problemi çözmesi zor.

It's hard for him to solve this problem.

Bunun tüm sorunlarını çözmesi gerekiyor.

This should solve all your problems.

Benim için çözmesi çok zor bir problemdi.

It is too difficult a problem for me to solve.

- Sorunu kolaylıkla çözebildi.
- Onun sorunu çözmesi kolaydı.

- It was easy for him to solve the problem.
- He was able to solve the problem with ease.
- He was easily able to solve the problem.

Oğlanın tahta üzerinde bir kimyasal denklemi çözmesi istendi.

The boy was asked to solve a chemical equation on the board.

Tom Mary'nin sorunu çözmesi için kendisine yardım etmesini istedi.

Tom wanted Mary to help him solve the problem.

- Problemi çözmek on dakikasını aldı.
- Problemi çözmesi on dakika sürdü.

It took him ten minutes to solve the problem.

Onun, Schrodinger'in denklemini hesap makinesini kullanarak çözmesi ne kadar sürer merak ediyorum.

I wonder how long would it take him to solve Schrodinger's equation using his calculator.