Translation of "Imkânsız" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Imkânsız" in a sentence and their spanish translations:

İmkânsız.

Imposible.

Fiziksel olarak imkânsız.

Físicamente imposible.

Onu yapmak imkânsız.

Es imposible hacerlo.

Seni sevmemek imkânsız.

Es imposible no quererte.

Kulağa imkânsız mı geliyor?

¿Parece exagerado?

Bunun imkânsız olduğunu biliyorum.

Sé que es imposible.

Ben 'imkânsız' sözcüğünü bilmiyorum.

No conozco la palabra 'imposible'.

Yani bir şeyi araştırmak imkânsız.

por lo que es imposible investigar nada.

Bence onun sorunu çözmesi imkânsız.

Creo que para él es imposible resolver el problema.

- Nehri yüzerek geçmek imkânsız. Çok geniş!
- Yüzerek geçmek imkânsız. Nehir çok geniş.

¡No se puede cruzar el río a nado, es muy extenso!

Eğer inanırsan hiçbir şey imkânsız değildir.

Nada es imposible si tienes fe.

İmkânsız gibi görünen bir yarışın eşiğinde

Y ante un desafío aparentemente imposible,

Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.

Puso los huevos atrás, en la oscuridad. Era imposible verlos.

Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.

A Allen le dieron un problema imposible de resolver.

Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.

En estas condiciones, es casi imposible encontrar madera seca.

Zoru hemen başarırız, imkânsız biraz zaman alır.

Lo difícil lo hacemos enseguida. Lo imposible lleva un poco más de tiempo.

İmkânsız gibi görünüyor, daha önce bunu kimse yapmadı,

Parece imposible, nadie ha hecho esto antes,

- O muhtemelen çalışamaz.
- Çalışma ihtimali yok.
- Çalışması imkânsız.

Es imposible que funcione.

Ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz.

están en una posición imposible de tómalo o déjalo.

- Olanaksız kelimesinin ne anlama geldiğini bilmem.
- İmkânsız kelimesi benim lügatimde yoktur.

- No sé lo que significa la palabra 'imposible'.
- Desconozco el significado de la palabra 'imposible'.

- Onun imkansız olduğunu biliyorum.
- Bunun imkânsız olduğunu biliyorum.
- Bunun mümkün olmadığını biliyorum.

- Sé que es imposible.
- Sé que no es posible.

Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.

Este animal hace millones de años que aprende a ser imposible de encontrar. Tuve que aprender cómo eran las huellas de pulpo.