Translation of "Imkânsız" in Russian

0.011 sec.

Examples of using "Imkânsız" in a sentence and their russian translations:

İmkânsız.

Невозможно.

Fiziksel olarak imkânsız.

Физически невозможно.

Onu yapmak imkânsız.

Это невозможно сделать.

Seni sevmemek imkânsız.

- Тебя невозможно не любить.
- Вас невозможно не любить.

- Bunun imkânsız olduğunu bilmelisin.
- Bunun imkânsız olduğunu bilmelisiniz.

- Тебе следует знать, что это невозможно.
- Вам следует знать, что это невозможно.

Kulağa imkânsız mı geliyor?

Кажется надуманным?

Bunun imkânsız olduğunu biliyorum.

Я знаю, что это невозможно.

Ben 'imkânsız' sözcüğünü bilmiyorum.

Я не знаю слова "невозможно".

Yani bir şeyi araştırmak imkânsız.

так что исследовать ничего уже нельзя.

- Nehri yüzerek geçmek imkânsız. Çok geniş!
- Yüzerek geçmek imkânsız. Nehir çok geniş.

Эту реку невозможно переплыть, она слишком широкая!

Eğer inanırsan hiçbir şey imkânsız değildir.

Нет ничего невозможного для того, кто верит.

İmkânsız gibi görünen bir yarışın eşiğinde

И перед лицом, на первый взгляд, невыполнимой задачи,

Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.

Яйца отложены в самой глубине норы. Их невозможно рассмотреть.

Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.

Аллену дали задачу, которую было невозможно решить.

Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.

В этих условиях почти невозможно найти сухие дрова.

Benim için bu kadar hızlı koşmak imkânsız.

Я не могу так быстро бежать.

İkiz Jackson kardeşleri birbirinden ayırt etmek imkânsız.

- Близнецов семьи Джексон невозможно различить.
- Близняшек Джексонов невозможно отличить друг от друга.

İmkânsız gibi görünüyor, daha önce bunu kimse yapmadı,

Кажется невероятным, раньше никто такого не делал,

Ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz.

ставит вас в бескомпромиссную позицию «соглашайтесь или не пользуйтесь».

İmkânsız olanı başaramayız, ama en azından bize işaret fişeği olmuş olur.

Мы не достигаем невозможного, но оно служит нам маяком.

- Olanaksız kelimesinin ne anlama geldiğini bilmem.
- İmkânsız kelimesi benim lügatimde yoktur.

Я не знаю слова "невозможно".

- Onun imkansız olduğunu biliyorum.
- Bunun imkânsız olduğunu biliyorum.
- Bunun mümkün olmadığını biliyorum.

Я знаю, что это невозможно.

Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.

Это создание миллионы лет училось, как прятаться так, чтобы его было невозможно найти. Я должен был узнать, как выглядят следы осьминога.