Translation of "Çocuklarımı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Çocuklarımı" in a sentence and their english translations:

Çocuklarımı seviyorum.

I love my children.

Çocuklarımı özlüyorum.

- I miss my children.
- I miss my kids.

Çocuklarımı düşünmek zorundayım.

I have to think of my children.

Çocuklarımı sinemaya götüremem.

I cannot take my children to the movie theater.

Çocuklarımı görmek istiyorum.

I want to see my kids.

Çocuklarımı geri istiyorum.

I want my children back.

Çocuklarımı düşünmem lâzım.

- I have to think of my children.
- I need to think of my children.

Çocuklarımı iyi yetiştirdim.

I brought my kids up well.

Çocuklarımı bana getirin.

Bring me my children.

Çocuklarımı nasıl besleyeceğim?

How will I feed my children?

Çocuklarımı hiç görmedim.

I have never seen my children.

Çocuklarımı aldattığı için kızgındım.

I was angry that she had deceived my children.

Çocuklarımı geri almaya çalışıyorum.

I'm trying to get my children back.

Çocuklarımı güvende tutmak istiyorum.

I want to keep my kids safe.

Çocuklarımı eğitilmiş görmek istiyorum.

I want to see my children educated.

Çocuklarımı artık nasıl koruyacağım?

How am I going to protect my children now?

Çocuklarımı gece dışarı salmıyorum.

I don't let my children go out at night.

Çocuklarımı asla terk etmezdim.

I'd never abandon my children.

Çocuklarımı almak için geldim.

I've come to pick up my children.

Çocuklarımı neredeyse hiç öpmüyorum.

I almost never kiss my children.

- Çocuklarım hakkında düşünüyorum.
- Çocuklarımı düşünüyorum.

I am thinking about my children.

Çocuklarımı plaja götürmek hoşuma gidiyor.

I like to take my children to the beach.

Çocuklarımı benden almalarına izin veremezsin.

You can't let them take my kids away from me.

Tom beni ve çocuklarımı tüketti.

Tom ran out on me and my kids.

Çocuklarımı okula göndermeyip evde eğiteceğim.

I'll be homeschooling my kids.

Çocuklarımı benden almaya mı çalışıyorsun?

Are you trying to take my children away from me?

Neredeyse her gün çocuklarımı parka getiririm.

I bring my children to the park almost every day.

Çocuklarımı yetiştireceğim böylece hurafeden korunmuş olacaklar.

I will raise my children so that they will be protected from superstition.

Çocuklarımı beslemek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to feed my children.

Çocuklarımı korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to protect my children.

Bütün bunlara rağmen, çocuklarımı öldüren insanları affettim.

Despite all this, I forgave the people who killed my children.

Çocuklarımı geri getirmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to get my kids back.

Her sabah işe gitmeden önce çocuklarımı okula bırakırım.

I drop off my children at school every morning before going to work.

Çocuklarımı okula devam ettirmek için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to keep my children in school.

Sadece eve gitmek ve karımı ve çocuklarımı görmek istiyorum.

I just want to go home and see my wife and the kids.

Sadece her ne zaman istersem çocuklarımı ziyaret edebilmeyi istiyorum.

I just want to be able to visit my children whenever I want to.

Ben sadece çocuklarımı beslemek için biraz para kazanmaya çalışıyorum.

I'm just trying to make some money to feed my children.

- Çocuklarımın hepsini eşit derecede seviyorum.
- Tüm çocuklarımı eşit olarak seviyorum.

I love all my children equally.

- Bay Petro ve eşi çocuklarımı çok seviyor; ben de onunkileri çok seviyorum.
- Bay Petro ve karısı çocuklarımı çok sever; Ben de onlarınkini çok severim.

Mister Petro and his wife love my children a lot; I love theirs a lot, too.

Bay Pierre ve onun karısı gerçekten çocuklarımı çok seviyor; Ben de gerçekten onların çocuklarını çok seviyorum.

Mr. Pierre and his wife really like my children; I really like their children too.