Translation of "Lâzım" in English

0.005 sec.

Examples of using "Lâzım" in a sentence and their english translations:

Gülleri koklaman lâzım.

You need to smell the roses.

Çamaşırları almam lâzım.

I need to pick up the laundry.

Kendimi korumam lâzım.

I need to protect myself.

Doktora görünmem lâzım.

I need to see the doctor.

Tom'la konuşmam lâzım.

- I've got to talk to Tom.
- I have to talk to Tom.
- I need to speak with Tom.

Not almam lâzım.

I need to take notes.

Çocuklarımı düşünmem lâzım.

- I have to think of my children.
- I need to think of my children.

Aimee'nin dinlenmesi lâzım.

Amy needs rest.

Seninle konuşmam lâzım.

- I need to talk with you.
- I need to speak to you.

- Hemen seni görmem lâzım.
- Hemen seninle görüşmem lâzım.

I need to see you right away.

Seninle gerçekten konuşmam lâzım.

I really need to talk to you.

- Kusmam lâzım.
- Kusmam gerek.

I have to throw up.

Seninle hemen konuşmam lâzım.

I need to speak with you right away.

Bir şey yememiz lâzım.

We need to eat something.

Tom'la şimdi konuşmam lâzım.

I have to talk to Tom now.

Tüymem lâzım; yoksa geç kalacağım.

I've got to skedaddle or I'll be late.

Bir çıkar yol bulmam lâzım.

I need to find a way out.

- İstanbul'a gitmem lâzım.
- İstanbul'a gitmeliyim.

I must go to Istanbul.

Bu kitabı okumayı bitirmem lâzım.

I need to finish reading this book.

- Ayakkabılarımı giymeliyim.
- Ayakkabılarımı giymem lâzım.

I have to put my shoes on.

Senin iyi olduğunu bilmem lâzım.

- I need to know you're OK.
- I need to know that you're OK.

Tom buraya gelmeden gitmem lâzım.

I need to leave before Tom arrives.

Bu gece burada kalmam lâzım.

I need to stay here tonight.

Her ikinizle de konuşmam lâzım.

I need to talk to both of you.

Bana şimdi Tom'un dosyası lâzım.

I need Tom's file now.

- Bunu incelemen lâzım.
- Bunu incelemeniz lâzım.
- Bunu incelemen gerek.
- Bunu incelemeniz gerek.

You should look into that.

- Seninle konuşmam lâzım.
- Seninle konuşmam gerek.

- I need to talk with you.
- I need to talk to you.
- I've got to talk to you.
- I have to talk to you.
- I need to speak to you.

Buna neden ihtiyacın olduğunu bilmem lâzım.

I need to know why you need this.

- Tom'la görüşmem gerekiyor.
- Tom'la konuşmam lâzım.

- I need to talk with Tom.
- I must speak to Tom.
- I must speak with Tom.
- I need a word with Tom.
- I need to talk to Tom.

- Sendekine ihtiyacım var.
- Sendeki bana lâzım.

I need what you have.

- Birkaç yere telefon etmem lâzım.
- Birkaç telefon görüşmesi yapmam gerekiyor.
- Birkaç arama yapmam lâzım.

I need to make some phone calls.

Trafik çok yoğun değilse zamanında gidebilmemiz lâzım.

We should make it if the traffic isn't too heavy.

Bu parayı ona geri vermeyi unutmamam lâzım.

I've got to remember to return this money to him.

Sana ne lâzım ben çok iyi biliyorum.

I know just what you need.

- Hayatıma devam etmem lâzım.
- Devam etmem gerekiyor.

I need to move on.

- Onun neye ihtiyacı var?
- Ona ne lâzım?

What does he need?

- Bir tercümana ihtiyacım var.
- Bana bir çevirmen lâzım.

I need a translator.

Beni istasyona götürecek bir şoför lâzım. Yağmur yağıyor.

I need a driver to take me to the station. It's raining.

- Bir arabaya ihtiyacım var.
- Bana bir araba lâzım.

I need a car.

- Kimin geleceğini bilmem lâzım.
- Kimin geleceğini bilmek istiyorum.

I need to know who'll be coming.

- Tom'la derhal konuşmam gerekiyor.
- Tom'la derhal konuşmam lâzım.

I need to speak to Tom immediately.

- Tom'la şimdi konuşmam lâzım.
- Tom'la şimdi konuşmam gerekiyor.

I need to speak to Tom now.

- Tom'la şahsen konuşmam gerekiyor.
- Tom'la şahsen konuşmam lâzım.

I need to speak to Tom personally.

- Tom'u hastaneye götürmem lâzım.
- Tom'u hastaneye götürmem gerekiyor.

- I need to take Tom to the hospital.
- I have to take Tom to the hospital.

- Seninle derhal konuşmam lâzım.
- Sizinle derhal konuşmam gerekiyor.

I need to talk to you immediately.

- Seninle birebir konuşmam lâzım.
- Sizinle bizzat konuşmam gerekiyor.

I need to talk to you in person.

- Bana Tom'un adresi lâzım.
- Tom'un adresine ihtiyacım var.

I need Tom's address.

- Tom'la şimdi konuşmam lâzım.
- Tom'la şu anda konuşmam gerekiyor.

I need to talk to Tom now.

- Tom'un kim olduğunu öğrenmem lâzım.
- Tom'un kim olduğunu öğrenmem gerekiyor.

I need to know who Tom is.

- Senin kim olduğunu bilmem lâzım.
- Senin kim olduğunu öğrenmek istiyorum.

I need to know who you are.

- Tom'la hemen şimdi konuşmam lâzım.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam gerekiyor.

I need to speak with Tom right now.

- Olacaklarla ilgili Tom'la konuşmam lâzım.
- Olacaklarla ilgili Tom'la konuşmam gerekiyor.

I need to talk to Tom about what's going to happen.

- Tom'la özel olarak konuşmam lâzım.
- Tom'la hususi olarak konuşmam gerekiyor.

I need to talk to Tom in private.

- Seninle bununla ilgili konuşmam lâzım.
- Sizinle bunun hakkında konuşmam gerekiyor.

I need to talk to you about that.

- Seninle Tom hakkında konuşmam lâzım.
- Sizinle Tom hakkında konuşmam gerekiyor.

- I have to talk to you about Tom.
- I need to talk to you about Tom.

- Seninle özel olarak konuşmam lâzım.
- Sizinle özel olarak konuşmam gerekiyor.

- I need to talk to you in private.
- I need to talk to you alone.

- Üç sandalyeye daha ihtiyacımız var.
- Bize üç sandalye daha lâzım.

We need three more chairs.

- Daha fazla bilgiye ihtiyacımız var.
- Bize daha fazla bilgi lâzım.

We need more information.

- Biraz daha suya ihtiyacımız var.
- Bize biraz daha su lâzım.

We need some more water.

- Bir sandalyeye daha ihtiyacımız var.
- Bize bir sandalye daha lâzım.

We need one more chair.

- Böyle şekerli dondurma yemeyi bırakmam lâzım.
- Böyle tatlı dondurma yemekten vazgeçmeliyim.

I've got to stop eating such sweet ice cream.

- Yeni bir çocuk bakıcısına ihtiyacımız var.
- Bize yeni bir çocuk bakıcısı lâzım.

We need a new babysitter.

- Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem lâzım.
- Bu kitabı bugün kütüphaneye geri götürmeliyim.

I have to return this book to the library today.

- Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem lâzım.
- Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.

I have to return this book to the library today.

- Seninle bir konu ile ilgili konuşmam lâzım.
- Sizinle bir şey hakkında konuşmam gerekiyor.

- I need to speak with you about something.
- I need to talk to you about something.