Translation of "Çamaşır" in English

0.008 sec.

Examples of using "Çamaşır" in a sentence and their english translations:

Çamaşır bekleyebilir.

The laundry can wait.

- Bir çamaşır makinem yok.
- Çamaşır makinem yok.

- I don't have a washing machine.
- I haven't got a washing machine.

Çamaşır makinesi bozuk.

The washing machine is out of order.

Çamaşır makinesi kapalı.

The washing machine is on "stop".

Çamaşır makinesini bozdun.

You broke the washing machine.

Lütfen çamaşır getirin.

Please bring in the washing.

Çamaşır makinesi bozuldu.

- The washing machine has broken down.
- The washing machine is broken.

Çamaşır makinesini onarıyorum.

- I am repairing the washing machine.
- I am fixing the washing machine.
- I'm fixing the washing machine.
- I'm repairing the washing machine.

Mary çamaşır asıyor.

- Mary is hanging up washing.
- Mary is hanging up the laundry.

Yarın çamaşır günü.

Tomorrow's laundry day.

Tom çamaşır yıkıyor.

- Tom is doing the laundry.
- Tom is doing the wash.

Tom çamaşır asıyor.

Tom is hanging up the laundry.

Bugün çamaşır günü.

It's laundry day.

Çamaşır makinem bozuldu.

My washing machine broke.

Tom çamaşır yıkasın.

Let Tom do the washing.

Çamaşır yıkadın mı?

Did you do the washing?

Ancak çamaşır makinenize çamaşır yıkarken düşen mikrofiberleri yakalayan

But what you can do is add a filter to your washing machine that would catch microfibers

Evde çamaşır makinem yok ve bu yüzden çamaşır yıkamak için çamaşır odasına gitmek zorundayım.

I don't have a washing machine at home, and so I have to go to the washing room in order to do the laundry.

Çamaşır makinesi biraz bozuk.

The washing machine is somewhat out of order.

Çamaşır makinenizi nasıl buluyorsunuz?

How do you find your washing machine?

Pazar günleri çamaşır yıkarım.

I do the laundry on Sundays.

Çamaşır makinesini tamir ediyorum.

- I am fixing the washing machine.
- I'm fixing the washing machine.

Hiç çamaşır astın mı?

Have you ever hung up washing?

Çamaşır yıkamak benim işimdir.

Washing clothes is my work.

Her gün çamaşır yıkarım.

I wash clothes every day.

Çamaşır günlük ev işidir.

Laundry is a chore.

Bu çamaşır makinesini kullanamazsın.

You can't use this washing machine.

Onu çamaşır makinesine at.

Put it in the washing machine.

Çamaşır yıkamak benim işim.

- Washing clothes is my work.
- Doing the laundry is my job.

Çantayı çamaşır makinesinde yıkamayın.

Do not machine wash the bag.

Dün çamaşır yıkadın mı?

Did you wash clothes yesterday?

Çamaşır yıkamaya başlama zamanı.

Time to start the laundry.

- Çamaşır makinesi harika bir icattır.
- Çamaşır makinesi muhteşem bir icat.

The washing machine is a wonderful invention.

Çamaşır, çamaşır makinesinde eşit olarak dağıtılmamışsa çamaşır makinesinin titremesine sebep olur ya da hareket etmesine bile neden olur.

- When the laundry is not evenly distributed inside the washing machine, it can cause the washing machine to vibrate or even move.
- When the laundry is unevenly distributed inside the washing machine, it can cause the washing machine to vibrate or even move.

Yeni bir çamaşır makinesi aldık.

- We bought a new washing machine.
- We bought a new washer.

O çamaşır makinesini monte ediyor.

He assembles washing machines.

Çamaşır makinesini tamir etmek zorundayım.

I have to fix the washing machine.

Çamaşır makinesinde bir sorun var.

Something is wrong with the washing machine.

Çamaşır yıkamak için zamanım yok.

I don't have time to do the laundry.

Çamaşır makinesi harika bir icattır.

The washing machine is a wonderful invention.

Hava güneşliyken çamaşır yıkamak zorundayım.

I have to do laundry while it's still sunny.

Hâlâ çamaşır makinesini onarmak zorundayım.

I still have to fix the washing machine.

Birisi çamaşır makinesinin fişini çekti.

Someone has unplugged the washing machine.

Bu, çamaşır suyu gibi kokuyor.

It smells like bleach.

Bu çorapları çamaşır makinesine koy.

Put these socks in the washing machine.

Hiç kimse çamaşır yıkamaktan hoşlanmıyor.

Nobody likes to do laundry.

Çamaşırları çamaşır makinesinden çıkardın mı?

Did you take the clothes out of the washing machine?

Bir çamaşır makinesi aldın mı?

Did you buy a washing machine?

Çamaşır yıkama servisiniz var mı?

Do you have laundry service?

Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?

Is it possible to repair the washing machine?

Çamaşır yıkamayı neredeyse bitirmek üzereyim.

I'm just about finished doing the laundry.

Annem her gün çamaşır yıkar.

My mother washes clothes every day.

Çamaşır makinesinde ne bulduğuma inanmayacaksın.

You won't believe what I have found in the washing machine.

Tom giysilerini çamaşır ipine astı.

Tom hung his clothes on the clothesline.

Her hafta çamaşır yıkar mısın?

Do you wash clothes every week?

- Çamaşır makinesi bir evin olmazsa olmazıdır.
- Çamaşır makinesi bir ev için gerekliliktir.

A washing machine is a must for a house.

Onun bir otomatik çamaşır makinesi var.

She has an automatic washing machine.

Bana çamaşır makinesinin nasıl kullanıldığını söyle.

Tell me how to use the washing machine.

Mary'nin çamaşır yıkamak için vakti yok.

Mary doesn't have time to do the laundry.

İstediğim tek şey bir çamaşır makinesi.

All I want is a washing machine.

Bir çamaşır makinesi satın almak istiyorum.

I'd like to buy a washing machine.

Bu, önden yüklemeli bir çamaşır makinesidir.

This is a front-loading washing machine.

Bu, üstten yüklemeli bir çamaşır makinesidir.

This is a top-loading washing machine.

Çamaşır makinesi tuhaf bir ses çıkartıyor.

The washing machine is making a strange sound.

Bir çamaşır sepetine ihtiyacın var mıydı?

Did you need a laundry basket?

Çamaşır makinesi hâlâ çalışıyor gibi görünmüyor.

The washing machine still doesn't seem to be working.

Amonyak ve çamaşır suyunu birlikte karıştırma.

Don't mix ammonia and bleach together.

O, çamaşır mandallarını bir kovada tutar.

He keeps his clothespins in a bucket.

Bu çamaşır makinesi çok enerji verimlidir.

This washing machine is very energy-efficient.

Kompakt çamaşır makineleri boyutlarından dolayı pahalıdır.

Compact washing machines are expensive for their size.

Tom çamaşır makinesinin nasıl kullanılacağını bilmiyor.

Tom doesn't know how to use the washing machine.

Bu çamaşır makinesinde bir sorun var.

Something is wrong with this washing machine.

Evde bir çamaşır makinesi var mı?

Is there a washing machine in the house?

Tom bugün bir sürü çamaşır yıkadı.

Tom did a lot of laundry today.

Çamaşır yıkamak için nasıl zaman buluyorsunuz?

How do you find time to do the laundry?

Çamaşır makinesinde bulduğum şeyi tahmin et!

Guess what I found in the washing machine!

Bu çamaşır makinesini nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

I don't know how to use this washing machine.

Tom haftada üç kez çamaşır yıkar.

Tom washes clothes three times a week.

Sanırım çamaşır yıkama bu gece bitmeyecek.

I guess the laundry isn't getting done tonight.

Şimdiye kadar ilk kez balkonda çamaşır astım.

This is the first time I've ever hung out washing in the balcony.

Onun evinde bir çamaşır makinesi var mı?

Is there a washing machine in her house?

Annem bana nasıl çamaşır yıkanacağını hiç öğretmedi.

My mother never taught me how to do laundry.

Mary çamaşırını çamaşır yıkama tahtasında elle yıkar.

Mary washes her laundry by hand on a washboard.

Kotunu çamaşır makinesine atarsan senin için yıkarım.

If you throw your jeans in the washing machine, I'll wash them for you.

Tom çamaşır makinesini nasıl kullanacağını Mary'ye gösterdi.

Tom showed Mary how to use the washing machine.

Mary'nin çamaşır yıkaması için Tom yardım etmeli.

Tom is supposed to help Mary do the laundry.

Eski çamaşır makinenizi kime verdiğinizi bilmek istiyorum.

I want to know who you gave your old washing machine to.

Bu çamaşır makinesini nasıl kullanacağımı sana göstereyim.

Let me show you how to use this washing machine.

Haftada en az bir kez çamaşır yıkar.

She washes clothes at least once a week.

" Çamaşır makineni nasıl buluyorsun?" " O kadar kötü değil."

"How do you find your washing-machine?" "Not so bad."

Tom Mary'nin giysileri çamaşır ipine asmasına yardım etti.

Tom helped Mary hang the clothes on the clothesline.