Translation of "Çİmin" in English

0.003 sec.

Examples of using "Çİmin" in a sentence and their english translations:

Çimin üzerinde oturduk.

We sat on the grass.

O çimin üstüne uzanmıştı.

He lay down on the grass.

Tom çimin üzerine uzandı.

Tom lay down on the grass.

Çİmin üzerinde don var.

There is frost on the grass.

Burada çimin üstünde oturalım.

Let's sit here on the grass.

Çimin biçilmeye ihtiyacı var.

The lawn needs mowing.

Yaralı adamı çimin üzerine koyduk.

We laid the injured man on the grass.

Onların yapay çimin üzerinde uzandıklarını gördüm.

I found them lying on the artificial grass.

- Mary battaniyeyi açtı ve onu çimin üzerine yaydı.
- Mary battaniyeyi açtı ve çimin üzerine serdi.

Mary unfolded the blanket and spread it out over the grass.

Tom elma ağacının altında çimin üzerinde uzanıyor.

Tom is lying on the grass under an apple tree.

Çimin üzerindeki siyah köpek güneşe maruz kaldı.

The black dog on the grass was exposed to the sun.

Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.

As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.

Karatavuk çimin içinde küçük kırmızı bir solucan buldu.

The blackbird found a little red worm in the green grass.