Translation of "'blok" in English

0.007 sec.

Examples of using "'blok" in a sentence and their english translations:

Blok zinciri örneğin:

Think about the blockchain.

Üç blok ötedeyim.

I'm three blocks away.

Banka, üç blok ötededir.

The bank is three blocks away.

Buradan iki blok ötede.

It's two blocks from here.

Üç blok ötede yaşıyorum.

I live three blocks away.

Ben blok etrafında yürüdüm.

I walked around the block.

Bu aslında basit bir blok

So it's a basic simple block,

Sadece birkaç blok ötede kalıyorum.

I only live a few blocks away.

Benim evimden yaklaşık dört blok.

It's about four blocks from my house.

Buradan birkaç blok ötede yaşıyor.

She lives a few blocks away from here.

Üniversite gettonun birkaç blok ötesindedir.

The university is located a few blocks from the edge of the ghetto.

Ben sadece üç blok ötedeyim.

I'm only three blocks away.

Yolumun üç blok ötesine gittim.

I went three blocks out of my way.

Senin araban bir blok uzaklıkta.

Your car is a block away.

Tom senden bir blok ötede.

Tom is a block away from you.

Tom blok flüt çaldığını söylüyor.

Tom says he plays the recorder.

Sami bir blok ötede oturuyor.

Sami lives a block away.

Heykel bir blok kiraz ağacından oyuldu.

The statue was carved from a block of cherry wood.

İki blok yürü ve sağa dön.

Walk two blocks and turn right.

Tom ugg botlarıyla blok etrafında yürüdü.

Tom walked around the block in his ugg boots.

Tom buradan birkaç blok ötede yaşıyor.

- Tom lives a few blocks from here.
- Tom lives a few blocks away from here.

Tom'un kahkahası üç blok öteden duyulabilirdi.

Tom's laughing could be heard three blocks away.

Tom bizden bir blok ötede yaşıyor.

Tom lives a block away from us.

Tom Mary'den birkaç blok ötede yaşıyor.

Tom lives a few blocks away from Mary.

Tom sadece birkaç blok ötede yaşıyor.

Tom lives only a few blocks away.

İki blok gidin ve sola dönün.

Go two blocks and turn left.

Bu sokakta üç blok aşağı gidin.

Go down this street three blocks.

Tom buradan üç blok ötede yaşıyor.

Tom lives three blocks from here.

- Sami buradan yaklaşık bir blok uzakta yaşıyor.
- Sami buradan yaklaşık bir blok ötede yaşıyor.

Sami lives about a block away from here.

Üç blok yürü ve sonra sağa dön.

Walk three blocks and then turn right.

Dan Linda'nın evinden birkaç blok ötede yaşıyordu.

Dan lived a few blocks away from Linda's home.

Biz tren istasyonundan yaklaşık üç blok ötedeyiz.

We're about three blocks from the train station.

Tom konser salonundan yarım blok öteye parkedebildi.

Tom was able to park a half a block away from the concert hall.

Tom buradan sadece birkaç blok ötede yaşıyor.

Tom lives just a few blocks away from here.

Tom buradan yaklaşık üç blok ötede yaşıyor.

Tom lives about threes blocks from here.

Tom'un evi buradan sadece üç blok uzaklıktadır.

Tom's house is only three blocks from here.

Buradan iki blok öteye park etmek zorunda kaldım.

I had to park two blocks from here.

Sıra büyüktü ve blok etrafındaki bütün yolda uzanıyordu.

The line was huge and stretched all the way around the block.

Sami, Leyla'nın arabasını birkaç blok ötede park etti.

Sami parked Layla's car a few blocks away.

Güvenli bir iglo yapmak için bir sürü blok lazım.

[Bear] It's gonna take a lot of building blocks to make a secure igloo.

Üç blok daha yürü ve müzeyi sol tarafında bulacaksın.

Walk three more blocks and you will find the museum on your left.

- Benim evim beş blok ötededir.
- Evim beş sokak ötede.

My house is five blocks away.

Bu cadde boyunca iki blok git ve sola dön.

Go two blocks along this street and turn left.

O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.

She lives a block away and her name is Susan.

Tersini, konser salonunun üç blok ötesinde yaşayan bir insanı düşünün.

In contrast, think of a person living three blocks away from the concert hall.

Aynı zamanda her 4 dakikada bir tane taş blok yerleştirilirse

at the same time if one stone block is placed every 4 minutes

- Buradan birkaç sokak ileride oturuyor.
- Buradan birkaç blok ötede yaşıyor.

She lives a few blocks away from here.

Ve bazen gerçeklik ve kendin arasında bir blok oluyormuş gibi hissettiriyor.

and at times that feels like a block between you and reality.

Blok flütle Fikret Kızılok çalarak annemi taciz ettiğim yıllarda da oradaydı.

It was there at the time I harassed mom by playing Fikret Kızılok on a flute.

Tom her sabah kahvaltıdan önce blok etrafında hızlı bir koşu yapar.

Tom takes a quick jog around the block every morning before breakfast.

Sadece yaşadığım yerden bir blok ötede Boston'da tam burada yaşadığına inanamıyorum.

I can't believe you live right here in Boston only a block from where I live.

Yeni 'Blok II' modelinde yanmaz kablolar ve yanmaz kumaştan yapılmış boşluklar vardı

The new ‘Block II’ model had fireproof wiring and spacesuits made with non-flammable

Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.

I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.

"Beşinci Sokağa nasıl gidebilirim?" "İkinci sokakta sağa dönün, iki blok gidin ve yine sağa dönün."

"How do I get to 5th Street?" "Turn right at the second street, go two blocks and turn right again."

Böyle bir kişi karşı cinsinden biriyle karşılaşmaktan kaçınmak için çoğunlukla yolunun bir blok dışına gider.

Such a person will often go a block out of his way to avoid meeting a person of the opposite sex.