Translation of "Bol" in Dutch

0.009 sec.

Examples of using "Bol" in a sentence and their dutch translations:

Ve bol bol zaman.

en meer dan genoeg tijd.

Seçenek bol.

Er zijn veel opties.

- Başarılar!
- Bol şanslar!

- Veel geluk.
- Succes.
- Veel succes!
- Toi toi toi!

Bol miktarda suyumuz var.

We hebben een overvloedige voorraad water.

Tom'un bol yardımı vardı.

Tom had veel hulp.

Ve bol bol kırık dal da var. İyi olacağız, ısınacağız.

Er is een hoop dood hout dus dan worden we lekker warm.

Bu yıl bol karımız vardı.

- We hebben veel sneeuw gehad dit jaar.
- Dit jaar hadden we veel sneeuw.

Size sınavlarınızda bol şans diliyorum.

Ik wens u veel geluk op het examen.

- Yulaf ezmesini yiyebileceğim tek usul bol şekerlidir.
- Yulaf ezmesini sadece bol şekerli yiyebilirim.

- De enige manier waarop ik havermout kan eten is met veel suiker.
- De enige manier waarop ik havermoutpap kan eten is met veel suiker.

- Çok su gerekli.
- Bol su gerekli.

Er is veel water nodig.

Trenimizi yakalamak için bol zamanımız var.

We hebben ruim de tijd om onze trein te halen.

Portakallar bol miktarda C vitminine sahiptir.

Sinaasappels hebben een heleboel vitamine C.

Kasede bol miktarda çırpılmış krema var.

Er is nog genoeg slagroom over in de kom.

bol bol düşünmek ve yeniden düşünmek zorundaydık. Yalnızlık içinde geçirdiğimiz o yıllara çok şey borçluyuz.

...moesten we veel nadenken. We hebben veel te danken aan die eenzame jaren.

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.

Je hebt voldoende tijd om de trein te halen.

Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.

Met zo veel huisdieren hier heeft ze opties.

- Hala yeterince zamanımız var.
- Hala bol zamanımız var.

We hebben nog tijd genoeg.

Bol soğanlı ve pul biberli bir piyaz yapmışlardı.

Ze hadden een bonensalade gemaakt met veel uien en veel Spaanse peper.

Bu ayı, bol miktarda fıstık ve meyve tüketiyor olmalı

De beer eet dus een hoop nootjes... ...veel fruit...

Böyle bir altınfıçı kaktüsünde bol miktarda iyi sıvı bulunur.

De cactus bevat een hoop goede vloeistoffen.

- Onun bankada çok parası var.
- Onun bankada bol parası var.

Hij heeft meer dan genoeg geld op de bank staan.