Translation of "Elma" in Dutch

0.008 sec.

Examples of using "Elma" in a sentence and their dutch translations:

- Elma düştü.
- Elma düşmüş.

De appel viel.

- Ben bir elma yiyorum.
- Bir elma yiyorum.
- Elma yiyorum.

Ik eet een appel.

- Kaç tane elma var?
- Kaç elma?
- Kaç elma var?

Hoeveel appels zijn daar?

Elma kırmızı.

De appel is rood.

Elma topluyorum.

Ik pluk appels.

Elma soyuyorum.

Ik schil appels.

Elma sevmem.

Ik hou niet van appels.

Kaç elma?

Hoeveel appels?

Elma nerede?

Waar is de appel?

- Bulduğum elma yeşildir.
- Bulduğum elma yeşil.

De appel die ik vond, is groen.

- Kaç tane elma var?
- Kaç elma?

Hoeveel appels?

- Elma yemeyi severiz.
- Elma yemeyi severim.

Ik eet graag appels.

- Bu elma tatlı.
- Bu elma tatlıdır.

Deze appel is zoet.

- Ben elma yemeği severim.
- Elma yemeyi severim.

Ik eet graag appels.

- Ben bir elma yedim.
- Bir elma yedim.

Ik at een appel.

- Ben bir elma yiyorum.
- Bir elma yiyorum.

Ik eet een appel.

- Millie bir elma yiyor.
- Millie elma yiyor.

Millie is een appel aan het eten.

Elma ağaçtan düştü.

De appel viel van de boom.

Bu elma kırmızı.

Deze appel is rood.

Birkaç elma yedik.

We aten een paar appels.

Onlar elma severler.

Zij houden van appels.

Bu elma çürüktür.

Deze appel is verrot.

Elma yemeyi severiz.

We houden ervan appels te eten.

Elma suyunu severim.

Ik hou van appelsap.

Bu bir elma.

Dit is een appel.

Biz elma yiyoruz.

- Wij eten appels.
- We eten appels.
- We zijn appels aan het eten.

Elma sever misiniz?

- Vind je appels lekker?
- Hou je van appels?

Elma soymayı biliyorum.

- Ik weet hoe men een appel schilt.
- Ik weet hoe je een appel schilt.

Elma masanın üstünde.

De appel ligt op de tafel.

O elma büyük.

Die appel is groot.

Sen elma seversin.

Je houdt van appels.

Bu elma ekşi.

Deze appel is zuur.

Elma kırmızı mı?

Is de appel rood?

Bir elma istiyorum.

Ik wil een appel.

Bu elma kötü.

Deze appel is slecht.

İşte, bir elma.

Hier, een appel.

Bir elma yedi.

Ze at één appel.

Elma sevmez misin?

Hou je niet van appels?

Bu elma tatlıdır.

Deze appel is zoet.

Bir elma yedim.

Ik at een appel.

- Masanın üstünde bir elma var.
- Masada bir elma var.

Er ligt een appel op tafel.

- Elma, açlığımı geçici olarak giderdi.
- Elma, açlığımı şimdilik yatıştırdı.

De appel stilde even mijn honger.

Kutuda altı elma var.

Er zitten zes appels in de doos.

Bu da bir elma.

Dit is ook een appel.

O, bir elma istiyor.

Hij wil een appel.

O bir elma çiziyor.

Hij schetst een appel.

O bir elma yiyor.

Zij eet een appel.

Bana bir elma gerek.

Ik heb een appel nodig.

Tom elma suyu içiyor.

Tom drinkt appelsap.

Benim elma suyum nerede?

Waar is mijn appelsap?

Ben sadece elma gördüm.

Ik zag alleen de appel.

Kaç tane elma istiyorsun?

Hoeveel appels wilt u?

Bahçeme elma ağacı diktim.

Ik heb een appelboom geplant in mijn tuin.

O bir elma karaladı.

Hij tekende een appel.

Tom'a bir elma verdi.

Zij gaf Tom een appel.

Ayı bir elma yedi.

De beer at een appel.

Bu bir elma ağacıdır.

Dit is een appelboom.

Sırada bir elma var.

Er ligt één appel op de tafel.

Tom, elma suyumu içti.

Tom dronk mijn appelsap.

Tom bir elma yedi.

Tom at een appel.

Ben de elma severim.

Ik hou ook van appels.

Bu elma sarı mı?

Is deze appel geel?

Onlar elma ağaçları dikti.

Zij hebben appelbomen geplant.

O, elma suyu içiyor.

Ze drinkt appelsap.

Ayı bir elma yiyor.

- De beer eet een appel.
- De beer is een appel aan het eten.

Melanie bir elma yiyor.

Melanie eet een appel.

Ben elma çekirdeği yemeyeceğim.

Ik ga het klokhuis van de appel niet opeten.

Bir elma ister misin?

Wil je een appel?

Elma kırmızı ve sarıdır.

De appel is rood en geel.

Bu elma çok kırmızı.

Deze appel is erg rood.

O bir elma çizdi.

Hij schetste een appel.

- Elmaları severim.
- Elma severim.

- Ik hou van appels.
- Ik eet graag appels.

Bana bir elma ver.

Geef me een appel.

Sıranın üzerinde bir elma var.

Er ligt één appel op de tafel.

Elma ağaçlarının tohumdan yetiştiklerini bilmiyordum.

Ik wist niet dat appelbomen uit zaden groeien.

Masanın üzerinde bir elma var.

Er ligt een appel op de tafel.

O onlara birkaç elma verdi.

- Zij gaf hen een paar appels.
- Zij gaf hen een paar appelen.

O, üç güzel elma seçti.

Ze koos drie mooie appels.

O bana bir elma verdi.

Hij gaf mij een appel.