Translation of "Birinin" in Dutch

0.007 sec.

Examples of using "Birinin" in a sentence and their dutch translations:

Birinin ölmesi...

Eén prooi...

Birinin tattım.

Ik proefde er eentje.

Birinin konuşmasını duyuyorum.

Ik hoor iemand praten.

birinin önce düşmesi gerek,

moet er een als eerste omvallen,

Sadece birinin bağırdığını duydum.

Ik hoorde net iemand roepen.

O başka birinin sorunu.

Dat is iemand anders zijn probleem.

Birinin şifremi çaldığını düşünüyorum.

Ik denk dat iemand mijn wachtwoord gestolen heeft.

Herhangi birinin öldüğünü görmedim.

Ik heb nog nooit iemand zien sterven.

birinin pili diğerinden önce bitecek.

De ene batterij gaat eerder stoppen dan de andere.

Kendi kendine iyileşen birinin hikâyesi.

doordat er in de eerste plaats een verkeerde diagnose werd gesteld.

Herhangi birinin mendili var mı?

Heeft iemand een zakdoek?

Başka birinin tavsiyesi var mı?

- Heeft iemand anders een raadgeving?
- Heeft iemand anders een advies?

Birinin bana yardım etmesini bekliyorum.

Ik wacht op iemand om me te helpen.

Benim gibi sohbette kötü olan birinin

Dus het lijkt een tegenstelling

Siz birinin değerlerinin ne olduğunu bilmiyorsanız

Als je niet weet wat iemands waarden zijn,

Hindukuş Himalaya dağlarındaki buzun üçte birinin

dat één derde van het Himalaya-ijs op de Hindoekoesj

Sizlerle bu şehirlerden birinin hikayesini paylaşacağım,

Ik ga met jullie het verhaal delen van één zo'n stad;

Bu coşkun enerji birinin gözüne takılıyor.

Haar bezeten bedrijvigheid blijft niet onopgemerkt.

Her birinin çok önemli olduğunu anlıyorsun.

Je beseft dat iedereen heel belangrijk is.

Onu herhangi birinin tavsiyesini istemeden yaptım.

Ik deed het zonder iemand om advies te vragen.

Çocuklar için birinin burada olması gerekiyor.

Iemand moet hier bij de kinderen blijven.

Bugün benim arkadaşlarımdan birinin doğum günü.

Vandaag is het de verjaardag van een van mijn vrienden.

Birinin gelme zamanı geldi de geçiyor.

Het is hoog tijd dat iemand komt opdagen.

Kalabalık otobüste birinin adımı seslendiğini duydum.

Ik hoorde iemand mijn naam roepen in de volle bus.

O her zaman başka birinin hatasıdır.

Het is altijd de schuld van andere mensen.

Tom gerçekten birinin dinlediğini düşünüyor mu?

Denkt Tom echt dat iemand luistert?

Anksiyetenin birinin hayatı üzerindeki etkisini göstermek için

Om je de impact te tonen die angst heeft op iemands leven,

Ne derler bilirsiniz, birinin çöpü başkasının hazinesidir.

Wat voor de een afval is... ...is voor de ander een schat.

Birinin aklına cep telefonlarına kamera koymak gelmiş.

Dat iemand het idee had een camera in een telefoon te stoppen.

Birinin elini sıktığında, onun gözlerinin içine bakmalısın.

Als je iemand de hand geeft, kijk dan in zijn ogen.

Bu herhangi birinin yapabileceği bir şey değil.

Dat is niet iets wat iedereen kan doen.

Birinin Tom'un ne yaptığını fark ettiğini sanmıyorum.

Ik denk niet dat iemand merkt wat Tom doet.

Birinin bize yardım edebilip edemeyeceğini merak ediyorum.

Ik vraag me af of iemand ons kan helpen.

- Kimsenin umurunda mı?
- Herhangi birinin umurunda mı?

Kan het iemand iets schelen?

Avrupa'nın en büyük ve en yabani dağlarından birinin.

De grootste en wildste bergen... ...van heel Europa.

Bugün en yeni gelişmelerini ya da prestijli birinin

Het is zo makkelijk om ons alleen te bekommeren om de dag van vandaag

Başka herhangi birinin herhangi bir önerisi var mı?

- Heeft iemand anders enige suggesties?
- Heeft iemand anders een voorstel?

Bu odadaki birinin iyi bir deodoranta ihtiyacı var.

Iemand in deze kamer heeft een goede deodorant nodig.

Birinin böyle bir şeyi uyduracağı hiç aklıma gelmemişti.

Het is nooit in me opgekomen dat iemand zoiets zou verzinnen.

Buradaki herhangi birinin bir şişe açacağı var mı?

Heeft iemand hier een flesopener?

Sırf birinin doğum günü veya sadece Noel diye

Alleen omdat het iemands verjaardag is of Kerstmis

Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.

Maar wat ik niet weet is of het eentje is die me ziek maakt.

Ama aynı zamanda bu yitim bölgelerinden birinin üstüne oturuyor.

maar het ligt ook pal bovenop een subductiezone.

Bu, şimdiye kadarki en büyük soygun alemlerinden birinin başlangıcıydı.

Het was het begin van een van de grootste rooftochten aller tijden.

Bence, geç saatlere kadar yatmamak birinin sağlığı için kötüdür..

Volgens mij is laat opblijven slecht voor de gezondheid.

Herhangi birinin bu odaya girmesine ya da yaklaşmasına izin verme.

Laat niemand de kamer binnengaan of in de buurt ervan komen.

Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.

Tom beschuldigde Mary ervan niet te weten hoe iemand lief te hebben of hoe iemands liefde weten te aanvaarden.

Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.

Laten we dat wrak vinden. We vliegen richting het westen over zeer ruig terrein.

Bu kadar zengin birinin nasıl da bu kadar çok şikayet edebileceğini anlamıyorum.

Ik snap niet hoe iemand die zo rijk is zoveel kan klagen.

Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"

Mijn geduchte grootmoeder was zo'n pietje-precies als het om taal ging, dat telkens als ze iemand hoorde vragen: "Kan ik ...", ze onderbrak en antwoordde: "Ik weet het niet. Kan je? Als je jezelf niet kent, hoe zou ik dan weten waartoe je in staat bent? Als je om toestemming vraagt, zeg dan 'Mag ik ...'."