Translation of "Birbirleriyle" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "Birbirleriyle" in a sentence and their dutch translations:

Birbirleriyle konuşuyorlar.

Ze zijn met elkaar aan het praten.

Onlar birbirleriyle konuşuyor.

Ze zijn met elkaar aan het praten.

İki kamyon birbirleriyle çarpıştı.

- Er zijn twee camions tegen elkaar gebotst.
- Er zijn twee vrachtwagens tegen elkaar gebotst.

Onlar birbirleriyle yer değiştirdi.

- Ze wisselden van plaats met elkaar.
- Ze hebben met elkaar van plaats gewisseld.

Bugün birbirleriyle savaş hâlinde değiller.

Vandaag zijn ze nooit in oorlog met elkaar.

Onlar birbirleriyle çoğunlukla postayla iletişim kurarlar.

Zij communiceren vaak per e-mail met elkaar.

Bay Long ve Bay Smith birbirleriyle konuştu.

Meneer Long en meneer Smith praatten met elkaar.

Tom ve Mary birbirleriyle genellikle Fransızca konuşurlar.

Tom en Maria spreken gewoonlijk Frans met elkaar.

Tom ve Mary bugünlerde birbirleriyle çok iyi geçinemiyorlar.

Tom en Mary kunnen tegenwoordig niet zo goed meer met elkaar overweg.

Tom ve Mary hemen hemen her zaman birbirleriyle anlaşırlar.

Tom en Mary zijn het bijna altijd met elkaar eens.

- Hepsi Hollandalı insan olma gerçeğine rağmen, onlar birbirleriyle Almanca konuştu.
- Hepsi her ne kadar Hollandalı olsa da birbirleriyle Almanca konuştular.

Hoewel ze allemaal Nederlanders waren, spraken ze Duits met elkaar.

Communication ve excommunication benzer görünmesine rağmen kesinlikle birbirleriyle alakası yok.

Hoewel communicatie en excommunicatie hetzelfde klinken, hebben ze absoluut niets met elkaar te maken.

Annemin ana dili İngilizce olmasına rağmen ebeveynlerim genellikle birbirleriyle Fransızca konuşur.

Mijn ouders praten meestal in het Frans met elkaar, ook al spreekt mijn moeder van nature Engels.

Tom'un Mary ve John'un birbirleriyle flört ettikleri konusunda hiçbir kuşkusu yok.

Tom had nooit enig besef dat Maria en John aan het daten waren.