Translation of "Konuşurlar" in English

0.008 sec.

Examples of using "Konuşurlar" in a sentence and their english translations:

Onlar İspanyolca konuşurlar.

- They're able to speak Spanish.
- They speak Spanish.

Kolombiya'da İspanyolca konuşurlar.

They speak Spanish in Colombia.

Malta'da Maltaca konuşurlar.

In Malta they speak Maltese.

Herkesle konuşabilirler, konuşurlar da,

they can and will talk to anyone,

Onlar Meksika'da İspanyolca konuşurlar.

They speak Spanish in Mexico.

Yeni Zelanda'da İngilizce konuşurlar.

They speak English in New Zealand.

Marslılar İngilizce konuşurlar mı?

Do Martians speak English?

Onlar Quebec'te Fransızca konuşurlar.

They speak French in Quebec.

Onlar Avustralya'da İngilizce konuşurlar.

They speak English in Australia.

Sanırım Onlar Fransızca konuşurlar.

I guess they speak French.

Bütün arkadaşlarım Fransızca konuşurlar.

All my friends speak French.

Avustralya'da, onlar İngilizce konuşurlar.

In Australia, they speak English.

Çocuklarıyla sadece Fince konuşurlar.

They only speak Finnish with their children.

Kanada'da Fransızca konuşurlar mı?

Do they speak French in Canada?

Onlar Amerika'da İngilizce konuşurlar.

They speak English in America.

Malta'da hangi dilde konuşurlar?

What language is spoken in Malta?

Transilvanyalı Romenler çok yavaş konuşurlar.

The Romanians from Transylvania speak very slowly.

Erkekler nadiren sorunları hakkında konuşurlar.

Men rarely talk about their problems.

İngilizler trende nadiren yabancılarla konuşurlar.

Englishmen rarely talk to strangers in the train.

Yaşlı insanlar genellikle kendileriyle konuşurlar.

Old people often talk to themselves.

Bazı arkadaşlarım iyi İngilizce konuşurlar.

Some of my friends speak English well.

Onlar Kanada'da hangi dilleri konuşurlar?

What languages do they speak in Canada?

Sami ve Leyla hep konuşurlar.

Sami and Layla would talk all the time.

İnsanlar söyleyecek bir şeyi olmadan konuşurlar.

People talk without having anything to say.

- Macaristan'da Macarca konuşurlar.
- Macaristan'da Macarca konuşuyorlar.

In Hungary they speak Hungarian.

Nadiren, kırk yılda bir, Fransızca konuşurlar.

They seldom, if ever, speak in French.

Uygurlar Türk dili konuşurlar. Kültürleri farklı.

The Uighurs speak a Turkic language. Their culture is different.

Tom ve Mary birbirleriyle Fransızca konuşurlar.

Tom and Mary speak to each other in French.

Onlar Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşurlar.

In Canada they speak English and French.

- Kolombiya'da İspanyolca konuşurlar.
- Kolombiya'da İspanyolca konuşuyorlar.

They speak Spanish in Colombia.

Bazı insanlar onlarla konuşulmadıkça nadiren konuşurlar.

Some people seldom speak unless they're spoken to.

Kıbrıs'ta Yunanca, Türkçe ve İngilizce konuşurlar.

In Cyprus, they speak Greek, Turkish and English.

Onlar akıcı bir şekilde Almanca konuşurlar.

They speak German fluently.

Onlar iki tane yabancı dil konuşurlar.

They speak two foreign languages.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki birçok sakinler İspanyolca konuşurlar.

Many inhabitants of the United States speak Spanish.

Sağır-dilsiz insanlar işaret dili kullanarak konuşurlar.

Deaf-mute people talk using sign language.

İnsanlar söyleyecek bir şeyleri olmamasına rağmen konuşurlar.

People talk even though they have nothing to say.

Onlar, özellikle eğitimli insanlar, çok İngilizce konuşurlar.

They speak English a lot, especially the educated people.

Tom ve Mary birbirleriyle genellikle Fransızca konuşurlar.

- Tom and Mary usually speak French to each other.
- Tom and Mary usually speak to each other in French.

Tom ve Mary nadiren birbirleriyle Fransızca konuşurlar.

Tom and Mary seldom speak to each other in French.

Tom ve Mary genellikle aralarında Fransızca konuşurlar.

Tom and Mary usually speak French together.

Tom ve Mary çocuklarıyla sadece Fransızca konuşurlar.

Tom and Mary speak only French with their children.

Tom ve Mary çok iyi Macarca konuşurlar.

Tom and Mary speak Hungarian very well.

Onlar her zaman aynı şeyler hakkında konuşurlar.

They always talk about the same things.

- Kore'de hangi diller konuşuluyor?
- Kore'de hangi dilleri konuşurlar?

What languages do they speak in Korea?

Sağır insanlar birbirleriyle genellikle işaret dili kullanarak konuşurlar.

Deaf people often talk to each other using sign language.

- Kore'de hangi dili konuşurlar?
- Kore'de hangi dil konuşulur?

What language do they speak in Korea?

Tom ve Mary birbirleriyle her zaman Fransızca konuşurlar.

- Tom and Mary always speak to each other in French.
- Tom and Mary always talk to each other in French.

- Mısır'da hangi dili konuşurlar?
- Mısır'da hangi dil konuşulur?

What language do they speak in Egypt?

Yatak odasında Tom ve Mary sadece Fransızca konuşurlar.

In the bedroom Tom and Mary only speak French.

Tom ve Mary sık sık birbirleriyle Skype kullanarak konuşurlar.

Tom and Mary often talk to each other using Skype.

Ana dili İngilizce olan konuşurlar başka dilleri öğrenmeye alışkın mıdır?

Are native English speakers used to learning other languages?

- Arkadaşlarımdan bazıları İngilizceyi iyi konuşabilir.
- Bazı arkadaşlarım iyi İngilizce konuşurlar.

- Some of my friends can speak English well.
- Some of my friends speak English well.

Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.

It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study.

Tom ve Mary her zaman aynı eski şeyler hakkında konuşurlar. Bu bir tür sıkıcıdır.

Tom and Mary always talk about the same old things. It gets kind of boring.

Akıllı insanlar söyleyecek bir şeyleri olduğu için ; aptallar, bir şey söylemek zorunda oldukları için konuşurlar.

Wise men talk because they have something to say; fools, because they have to say something.

Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.

Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.

They all have arms, legs, and heads, and they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.