Translation of "Konuşurlar" in German

0.011 sec.

Examples of using "Konuşurlar" in a sentence and their german translations:

Kolombiya'da İspanyolca konuşurlar.

- In Kolumbien wird Spanisch gesprochen.
- In Kolumbien spricht man Spanisch.

Malta'da Maltaca konuşurlar.

In Malta spricht man Maltesisch.

Onlar Meksika'da İspanyolca konuşurlar.

In Mexiko spricht man Spanisch.

Yeni Zelanda'da İngilizce konuşurlar.

In Neuseeland spricht man Englisch.

Marslılar İngilizce konuşurlar mı?

- Sprechen Marsianer Englisch?
- Sprechen Marsmenschen Englisch?

Avustralya'da, onlar İngilizce konuşurlar.

In Australien spricht man Englisch.

Kanada'da Fransızca konuşurlar mı?

Spricht man in Kanada Französisch?

Onlar Esperanto da konuşurlar.

Sie sprechen auch Esperanto.

Malta'da hangi dilde konuşurlar?

Welche Sprache spricht man auf Malta?

Transilvanyalı Romenler çok yavaş konuşurlar.

Die Rumänen aus Transsylvanien sprechen sehr langsam.

Erkekler nadiren sorunları hakkında konuşurlar.

Männer reden selten über ihre Probleme.

İngilizler trende nadiren yabancılarla konuşurlar.

Engländer sprechen im Zug selten mit Fremden.

Bazı arkadaşlarım iyi İngilizce konuşurlar.

Einige meiner Freunde sprechen gut Englisch.

Onlar Kanada'da hangi dilleri konuşurlar?

Welche Sprachen spricht man in Kanada?

İnsanlar söyleyecek bir şeyi olmadan konuşurlar.

Die Leute reden, ohne dass sie etwas zu sagen hätten.

- Macaristan'da Macarca konuşurlar.
- Macaristan'da Macarca konuşuyorlar.

In Ungarn spricht man Ungarisch.

Nadiren, kırk yılda bir, Fransızca konuşurlar.

- Sie sprechen selten auf Französisch, wenn überhaupt.
- Sie sprechen praktisch niemals Französisch.

Tom ve Mary birbirleriyle Fransızca konuşurlar.

Tom und Maria sprechen Französisch miteinander.

- Kolombiya'da İspanyolca konuşurlar.
- Kolombiya'da İspanyolca konuşuyorlar.

- In Kolumbien wird Spanisch gesprochen.
- In Kolumbien spricht man Spanisch.

Kıbrıs'ta Yunanca, Türkçe ve İngilizce konuşurlar.

Auf Zypern spricht man Griechisch, Türkisch und Englisch.

Onlar akıcı bir şekilde Almanca konuşurlar.

Sie sprechen fließend Deutsch.

Onlar Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşurlar.

- In Kanada spricht man Englisch und Französisch.
- Man spricht in Kanada Französisch und Englisch.

Sağır-dilsiz insanlar işaret dili kullanarak konuşurlar.

- Taubstumme Menschen unterhalten sich mit Zeichensprache.
- Taubstumme unterhalten sich, indem sie die Zeichensprache verwenden.

İnsanlar söyleyecek bir şeyleri olmamasına rağmen konuşurlar.

Die Leute reden, obwohl sie nichts zu sagen haben.

Tom ve Mary birbirleriyle genellikle Fransızca konuşurlar.

Tom und Marie sprechen normalerweise Französisch miteinander.

Tom ve Mary nadiren birbirleriyle Fransızca konuşurlar.

Tom und Maria sprechen selten Französisch miteinander.

Tom ve Mary genellikle aralarında Fransızca konuşurlar.

Tom und Maria sprechen miteinander gewöhnlich Französisch.

- Kore'de hangi diller konuşuluyor?
- Kore'de hangi dilleri konuşurlar?

Welche Sprachen werden in Korea gesprochen?

Tom ve Mary birbirleriyle her zaman Fransızca konuşurlar.

Tom und Maria sprechen immer Französisch miteinander.

- Mısır'da hangi dili konuşurlar?
- Mısır'da hangi dil konuşulur?

Welche Sprache spricht man in Ägypten?

Tom ve Mary sık sık birbirleriyle Skype kullanarak konuşurlar.

Tom und Maria sprechen häufig über „Skype“ miteinander.

Ana dili İngilizce olan konuşurlar başka dilleri öğrenmeye alışkın mıdır?

Sind englische Muttersprachler es gewohnt, andere Sprachen zu lernen?

- Arkadaşlarımdan bazıları İngilizceyi iyi konuşabilir.
- Bazı arkadaşlarım iyi İngilizce konuşurlar.

- Einige meiner Freunde sprechen gut Englisch.
- Einige meiner Freunde können gut Englisch.

Tom ve Mary her zaman aynı eski şeyler hakkında konuşurlar. Bu bir tür sıkıcıdır.

Tom und Maria reden immer über die gleichen alten Kamellen. Es wird langsam langweilig.

Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.

Weise sprechen über Ideen, Intellektuelle über Fakten und gewöhnliche Menschen darüber, was sie essen.