Translation of "şemsiye" in Dutch

0.011 sec.

Examples of using "şemsiye" in a sentence and their dutch translations:

Şemsiye satarım.

Ik verkoop paraplu's.

Şemsiye bozuk.

De paraplu is kapot.

Bir şemsiye aldım.

Ik heb een paraplu gekocht.

Bir şemsiye al.

Pak een paraplu.

Kimsede şemsiye yoktu.

Niemand had paraplu's.

Şemsiye getirmeyi unuttum.

Ik ben vergeten een paraplu mee te nemen.

Tom şemsiye çaldı.

Tom heeft mijn paraplu gestolen.

Yanıma bir tane şemsiye aldım, ama arkadaşım şemsiye getirmemiş.

- Ik had een regenscherm, maar mijn vriend had er geen.
- Ik had een paraplu maar mijn vriend niet.

Şu beyaz şemsiye onun.

Die witte parasol is van haar.

Yanına bir şemsiye almadı.

Hij nam geen paraplu mee.

Bu şemsiye senin mi?

Is deze paraplu van jou?

Yanımda bir şemsiye getirmeyi unuttum.

Ik ben vergeten een paraplu mee te nemen.

Bir şemsiye ödünç alabilir miyim?

Kan ik een paraplu lenen?

Sana yeni bir şemsiye alacağım.

Ik ga een nieuwe paraplu voor je kopen.

Yeni bir şemsiye almaya karar verdim.

Ik heb besloten een nieuwe paraplu te kopen.

Ben bir şemsiye ödünç alabilir miyim?

Kan ik een paraplu lenen?

- Tom ve Mary her ikisi de şemsiye taşıyorlar.
- Hem Tom hem de Mary Şemsiye taşıyorlar.

Tom en Mary dragen allebei een paraplu.

Annem erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

Mijn moeder kocht een gele paraplu voor mijn broer.

Ben dışarıya giderken yanımda bir şemsiye alırım.

Als ik uitga, neem ik een paraplu mee.

Bu benim şemsiye değil; O başka birininki.

Dit is niet mijn paraplu, het is die van iemand anders.

- Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
- Yanıma bir tane şemsiye aldım, ama arkadaşım şemsiye getirmemiş.

Ik had een paraplu maar mijn vriend niet.

Yağmur yağma ihtimaline karşı bir şemsiye almayı unutma.

Vergeet geen paraplu mee te nemen voor het geval dat het regent.

Yağmur yağma ihtimaline karşın yanına bir şemsiye al.

Neem een paraplu met je mee in het geval dat het gaat regenen.

Tom bir şemsiye almak için eve geri gitti.

- Tom ging terug binnen om een paraplu te pakken.
- Tom ging het huis terug binnen om een paraplu te pakken.

Annem küçük erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

Mijn moeder kocht mijn broertje een gele paraplu.

- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?

Hoeveel kost deze paraplu?

Bu öğleden sonra yağmur beklendiği için bir şemsiye getir.

Neem een paraplu mee, want er wordt regen verwacht in de namiddag.

Sadece güvenli tarafta olmak için neden yanına bir şemsiye almıyorsun?

Om op zeker te spelen, waarom neem je geen paraplu mee?

- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiyenin ücreti nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?

Hoeveel kost deze paraplu?