Translation of "özgür" in Dutch

0.029 sec.

Examples of using "özgür" in a sentence and their dutch translations:

Özgür Filistin!

Bevrijd Palestina!

Özgür olacağım.

Ik zal vrij zijn.

Bu özgür.

Deze is gratis.

Tom özgür.

Tom is vrij.

Özgür Rojava!

Bevrijd Rojava!

- Çalışmak özgür kılar.
- Çalışma sizi özgür kılacak.

Werk maakt vrij.

özgür demokrasi kırılmış.

is dat liberale democratie gebroken is.

Özgür olmak istiyorum.

Ik wil vrij zijn.

Biz özgür değiliz.

We zijn niet vrij.

Henüz özgür değiliz.

We zijn nog niet vrij.

Çalışmak özgür kılar.

Werk maakt vrij.

Bu özgür bir ülke.

Het is een vrij land.

Ben özgür olmak istedim.

Ik wilde vrij zijn.

Ben özgür bir insanım.

- Ik ben een vrije man.
- Ik ben een vrije mens.
- Ik ben een vrij mens.

Almanya özgür bir ülkedir.

Duitsland is een vrij land.

Burası özgür bir ülke.

- Het is een vrij land.
- Dit is een vrij land.

- İnsanlar özgür iradeye sahipler mi?
- İnsanların özgür iradeleri var mı?

Hebben de mensen een vrije wil?

Ben daha özgür olmak istiyorum.

- Ik wil onafhankelijker zijn.
- Ik wens onafhankelijker te zijn.
- Ik wil meer onafhankelijk zijn.

- Hâlâ özgür.
- O hâlâ serbest.

Hij is nog steeds op vrije voeten.

Biz özgür bir ülkede yaşıyoruz.

We wonen in een vrij land.

Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.

Persvrijheid is essentieel voor een democratie.

Kendimi hiç olmadığım kadar özgür hissediyorum.

Ik voel me vrijer dan ooit.

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

om zo te worden geaccepteerd door een wild, vrij dier.

1975 te, Angola özgür bir ülke oldu.

In 1975 werd Angola een vrije staat.

Özgür olmayı çok ister, her şeyi kişiselleştirmeyi severler.

Ze verlangen ook naar onafhankelijkheid en ze maken zich graag dingen eigen.

Çin'den daha açık ve özgür olması gereken toplumlarda

En in samenlevingen die opener en vrijer zouden zijn dan China,

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Alle mensen worden vrij en gelijk in waardigheid en rechten geboren. Zij zijn begiftigd met verstand en geweten, en behoren zich jegens elkander in een geest van broederschap te gedragen.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Alle mensen worden vrij en gelijk in waardigheid en rechten geboren. Zij zijn begiftigd met verstand en geweten, en behoren zich jegens elkander in een geest van broederschap te gedragen.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.

Alle mensen worden vrij en gelijk in waardigheid en rechten geboren. Zij zijn begiftigd met verstand en geweten, en behoren zich jegens elkander in een geest van broederschap te gedragen.