Translation of "Parkta" in Chinese

0.010 sec.

Examples of using "Parkta" in a sentence and their chinese translations:

Parkta koştuk.

我们在公园里跑了步。

Sabahleyin, parkta yazarım.

我每天早上在公園寫作。

Parkta beyzbol oynama.

不要在公园玩垒球。

Parkta ne oldu?

公園裡發生了甚麼?

Biz parkta buluştuk.

我們在公園裡聚在一起。

Biz, parkta oynardık.

我们过去常在公园玩。

Parkta oynamak eğlenceliydi.

在公園裡玩很有趣。

Ben parkta yürüyorum.

我在公园里走。

- Parkta bir sürü kişi var.
- Parkta çok fazla kişi var.
- Parkta kişi çok.

公园里有很多人。

- Parkta bir sürü kişi var.
- Parkta çok insan var.

公园里有很多人。

O, dün parkta yürüdü.

他昨天在公園裡散步。

Ben parkta Ken'e rastladım.

我在公园遇到了Ken。

Parkta bir yürüyüş yaptık.

我们在公园里散步。

Çocuklar parkta oynamaya gittiler.

小孩子们到公园去玩玩。

Parkta çok insan var.

公园里有很多人。

O, parkta yürümeyi sever.

他喜欢在公园里走走。

Parkta bir yürüyüş yapalım.

讓我們在公園裡散步吧。

Onu parkta gördün mü?

你是在公园里看到他的吗?

Parkta bir yürüyüşe gittim.

我去公园散了步。

Parkta tesadüfen onunla karşılaştık.

我們在公園裏踫到她。

Onlar parkta oynuyor olabilirler.

他們也許正在公園裏玩。

- Parkta birçok ağaç var mı?
- Parkta çok ağaç var mı?

公園裡有很多樹嗎?

Onlar parkta bir bankta oturdu.

他們坐在公園的長椅上,談起了話來。

Parkta çok fazla kişi var.

公園裡有太多人了。

Pazar günü parkta tenis oynarım.

我週日在公園裡打網球。

Neden parkta yürümek istediğini söylüyorsun?

你为什么说要去公园散步?

O, her sabah parkta yürür.

他每天早上在公園裡散步。

Parkta bazı erkek çocukları var.

公園裡有一些男孩子。

Parkta uzun bir süre bekledik.

我们在公园等了好久。

Parkta büyük bir kalabalık vardı.

公园里有一大群人。

O, her gün parkta koşar.

他每天都在公园中跑步。

Parkta bir sürü insan vardı.

公园里有很多人。

Parkta bir hayvanat bahçesi var mı?

公园里有动物园吗?

Ben her sabah parkta köpeğimi yürütürüm.

我每天早上到公园里遛狗。

Parkta bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?

去公园散步你觉得怎么样?

Bu öğleden sonra parkta yürüyüş yapacak.

他下午会去公园走一走。

Biz bu parkta paten yapabilir miyiz?

我們可以在這個公園裡玩四輪溜冰嗎?

Parkta oynayamayacakları kadar rüzgar çok sert esti.

风刮得太猛,他们没法在公园里玩了。

Parkta siyah saçlı, güzel bir kadın vardı.

公園裏有一個漂亮的黑髮姑娘。

Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.

那天天氣很好,但公園裏人並不多。

Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.

在公园里,我看到一个年轻人躺在一棵樱桃树下的长椅上。

Şemsiyemi parkta bir yerde kaybettim. Bir tane satın almak zorundayım.

我的雨傘遺失在公園裡某個地方。我必須再買一把。

Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.

汤姆跟玛丽来这公园至少十二次。