Translation of "Mükemmel" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Mükemmel" in a sentence and their chinese translations:

Mükemmel!

完美!

Mükemmel.

那是完美的。

O mükemmel.

那是完美的。

O çok mükemmel.

那是完美的。

Hava sadece mükemmel.

天气真好。

Leyla mükemmel görünüyordu.

莱拉看起来很完美。

O mükemmel bir vuruştu.

那是一個很棒的推桿。

Kocası mükemmel bir aşçıdır.

她丈夫是個優秀的廚師。

Tom mükemmel bir baba.

汤姆是个杰出的爸爸。

O mükemmel bir yazardır.

他是一个优秀的作家。

O mükemmel bir toplantıydı.

那是场精彩的会议。

Tom mükemmel, değil mi?

湯姆是完美的,不是麼?

Martha, mükemmel bir piyanist.

瑪莎是一位優秀的鋼琴家。

Babası mükemmel bir piyanist.

她的父親是一位優秀的鋼琴家。

O mükemmel bir bilim adamıydı ve dahası, mükemmel bir şairdi.

他是一位優秀的科學家,更是一位偉大的詩人。

- Hiç kimse mükemmel değildir.
- Kimse mükemmel değil.
- Kimse kusursuz değil.

- 没有人是完美的。
- 没有完美的人。

Ben mükemmel bir şekilde anlıyorum.

我完全明白。

Senin konumunu mükemmel şekilde anlıyorum.

我十分理解你的立場。

Uçak mükemmel bir iniş yaptı.

這架飛機完美的著陸了。

O gerçekten mükemmel bir idiottur.

他真是个傻子。

Onun telaffuzu mükemmel olmaktan uzak.

他的发音远非完美。

O mükemmel bir tenis oyuncusudur.

他是个很棒的网球选手。

Bu ceket sana mükemmel uyar.

這件大衣十分適合你。

Ben onu mükemmel olarak anlayabiliyorum.

我十分能理解他。

Bu elbise ona mükemmel oldu.

那件礼服非常适合她。

Bizim mükemmel bir ilişkimiz vardı.

我們的關係非常好。

Sammy Davis mükemmel bir şarkıcıydı.

山米戴維斯是一個優秀的歌手。

Onlar burada mükemmel yemekler sunmaktadırlar.

他們這裡提供一流的美食。

O, mükemmel bir beyin cerrahıdır.

他是一個優秀的腦外科醫生。

Tom mükemmel bir iş yaptı.

汤姆做得很出色。

O kelime onu mükemmel şekilde açıklıyor.

這個字形容得妙極了。

Mükemmel olmasını tek bir kusuru engelliyordu.

要变得完美,她就是少了一个缺点。

O, mükemmel güzelliğe sahip bir kadındır.

她是一个非常美的女人。

Bu İngilizce kompozisyon mükemmel olmaktan uzak.

这篇英语作文离完美还差得远。

- Japonya'da büyümüş olmasına rağmen mükemmel İngilizce konuşabiliyor.
- Japonya'da büyümüş olmasına karşın mükemmel İngilizce konuşabiliyor.

即使她在日本长大,她会说完美无瑕的英语。

O, mükemmel bir koca olduğunu açıklığa kavuşturuyor.

他表明自己是一個理想的丈夫。

Çincem mükemmel değil, ama onun dediğini yeterince anlayabildim.

我的漢語並不完美,但能大致聽懂他所說的。

Mükemmel saatleri olan iyi ödeyen bir işim var.

我有一份工资很高工作时间理想的工作.

O bir yabancı ama Çince'yi mükemmel bir şekilde konuşuyor.

她是外国人,不过她中文说得非常好。

Tatoeba geri döndü, ancak her şey mükemmel şekilde çalışmayacak.

Tatoeba回來了,但不是每樣東西都會正常運作。

Yağmursuz, açık gökyüzü ve mükemmel bir sıcaklıkla bugünkü hava harika.

今天天氣很好,不下雨,是晴天,不冷不熱。

Hem şarkı hem de dans ile sanatçılar mükemmel bir gösteriyi sahneye koydular.

演员们一边唱,一边跳,表演得好极了。

Ve askeri birliklerin hareketi influenza yayılımını sürdürmek için mükemmel bir araç haline geldi.

因此产生的大量流动使流感搭上了不断传播的快车

Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.

我的漢語並不完美,但能大致聽懂他所說的。