Translation of "çalışmak" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "çalışmak" in a sentence and their chinese translations:

Bugün çalışmak istemiyorum.

我今天不想工作。

Matematik çalışmak zorundayım.

我需要学习数学。

Canım çalışmak istemiyor.

我没有强烈的欲望去学习。

Kafeteryada çalışmak istiyorum.

我想在餐廳工作。

Sıkı çalışmak zorundasın.

你必须努力工作。

Keşke çalışmak zorunda olmasam.

我希望我不必工作。

O, hastanede çalışmak istiyor.

她想在医院工作。

Senin şirketinle çalışmak istiyorum.

我想和貴公司合作。

Dün çalışmak zorunda değildim.

我昨天不必讀書。

Bir adam çalışmak zorundadır.

男人应该工作。

O, çalışmak zorunda değildir.

他不需要工作。

Tom Boston'da çalışmak istemedi.

汤姆不想在波士顿工作。

Bugün canım çalışmak istemiyor.

我今天不想上班。

Tom çalışmak için hazırdı.

湯姆準備去工作。

Burada çalışmak ister misin?

你为什么想在这里工作?

Çalışmak zorunda değil misin?

你不用工作吗

Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.

恐怕你要加班了。

O bir hastanede çalışmak istiyor.

他想在醫院工作。

Bugün canım İngilizce çalışmak istemiyor.

我今天不想学习英语。

Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.

我不想在这些条件下工作。

O çalışmak için çok yorgun.

她太累了学不动了

Pazar günleri çalışmak zorunda değilsin.

星期天的時候,你不用工作。

Tom, Mary ile çalışmak istemiyordu.

汤姆不愿意和玛丽一起工作。

Onlarla iletişim kurmaya çalışmak zorundayız.

我们要设法跟他们交流。

Çok çalışmak için söz veriyorum.

我保證努力工作。

Yoko teyze çalışmak için çok zayıf.

洋子阿姨的身體太虛弱了而無法工作。

Böyle bir gürültüde ders çalışmak imkansızdır.

在这么嘈杂的环境中无法学习。

Onlar bütün yıl boyunca çalışmak zorundaydılar.

他們一整年都必須工作。

Ve orta yol yaratıcı düşünmeye çalışmak

我会说折中的办法就是尝试发挥想象力

Sanırım çalışmak için hiç hata yapmamalıyım.

我認為我該馬上去工作。

Kimsenin sizinle çalışmak istememesinin nedeni bu.

所以别人都不愿意和你合作。

Okula gitmek ve sıkı çalışmak istiyorum.

我想上学并努力学习。

Seninle çalışmak her zaman bir zevkti.

跟你共事总是很愉快。

Bu kadar çok çalışmak zorunda değilsiniz.

你不必這麼辛苦地工作。

Piyano çalışmak için çok zaman harcadı.

她花很多時間在練習彈鋼琴。

Daha çok çalışmak için karar verdim.

我决定更努力地学习。

- Daha fazla çalışmalısın.
- Daha fazla çalışmak zorundasın.

你该学得更多。

Yoğun olmayan zamanlarda yola çıkmaya çalışmak gibi.

例如尝试在非高峰时间出行

- Fransızca eğitimi yapmak istiyorum.
- Fransızca çalışmak istiyorum.

- 我想学习法语。
- 我要学法语。

O, iki yıl boyunca Çin'de çalışmak istiyor.

他想在中国工作两年。

Onlar her gün sekiz saat çalışmak zorunda.

他们每天必须工作8小时。

Rahat bir sandalyede otururken çalışmak daha kolaydır.

当你坐在一把舒适的椅子上的时候,更容易学习。

Yeni yıl için umudum daha çok çalışmak.

我新年的新希望是更努力地學習。

Çince çalışmak için bütün yazılım çeşitlerini kullanıyorum.

我用各种各样的软件学习中文。

Bu kadar çok gürültü ile çalışmak mümkün değildir!

在这么嘈杂的环境中无法学习。

Bay Wang Almanya'da çalışmak istediği için Almanca öğrendi.

王先生學德文,因為他想在德國工作。

Şu andan itibaren daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.

从现在起,你要更努力学习了。

Çalışmak ya da üniversiteye gitmek arasında karar veremiyorum.

她在找工作和读大学之前无法取舍。

Tom yangını söndürmeye çalışmak için bir yangın söndürücü kullandı.

湯姆試著用滅火器把火撲滅。

Daha çok oyun çalışmak için daha az zaman anlamına gelir.

玩的時間一多,讀書的時間便少。

Ben çalışmak için dışarı gitmene itiraz etmiyorum fakat çocuklara kim bakacak.

我并不反对你出去工作,可是小孩靠谁来照看呢?

Ben her gün düşünürüm: çalışmak zorunda olmasam hayat harika olmaz mı?

我每天都在想,要是可以不用上班能有多好。

Serbest çalışmanın avantajı zamanını özgürce bölebilmendir. Dezavantajı ise gerçekten gün boyunca çalışmak zorunda olmandır.

自由职业的优点是,人们可以自由的分配他们的工作时间。它的缺点是,人们实际上必须24小时不间断的工作。

Her gün kahkaha atmakla ve ağlamakla çok meşgulüm bu yüzden ders çalışmak için zamanım yok.

在欢笑与泪水中度过每一天,时光是如此地匆忙,连学习的业余空闲都没有。