Translation of "Zorundadır" in Italian

O doğru olmak zorundadır.

- Dev'essere vero.
- Dev'essere vera.
- Deve essere vero.
- Deve essere vera.

O, saati onarmak zorundadır.

- Deve riparare l'orologio.
- Lui deve riparare l'orologio.

Ken hızlı koşmak zorundadır.

Ken deve correre veloce.

Bir adam çalışmak zorundadır.

Un uomo deve lavorare.

Tom gücünü korumak zorundadır.

- Tom deve conservare la sua forza.
- Tom deve risparmiare le sue forze.

Tom bankaya gitmek zorundadır.

Tom deve andare in banca.

Tom onu yapmak zorundadır.

Tom è obbligato a farlo.

Bir aktör sözlerini ezberlemek zorundadır.

Un attore deve memorizzare le sue battute.

O fen eğitimi yapmak zorundadır.

- Deve studiare scienze.
- Lei deve studiare scienze.

Bütün Amerikalılar vergilerini ödemek zorundadır.

Tutti gli americani devono pagare le loro tasse.

O Tom'a ne yapmak zorundadır?

- Cos'ha a che fare con Tom?
- Che cos'ha a che fare con Tom?

Tom bir iş aramak zorundadır.

Tom deve cercar lavoro.

Tom bizim kurallarımızı izlemek zorundadır.

Tom deve seguire le nostre regole.

Tom Boston'a geri dönmek zorundadır.

Tom deve tornare a Boston.

Mary her zaman fikrini vermek zorundadır.

Mary deve sempre dire la sua opinione.

Paula mutfakta babasına yardımcı olmak zorundadır.

Paula deve aiutare suo padre in cucina.

Yağmur yağsa bile Tom gitmek zorundadır.

Tom deve andare anche se piove.

O, gelecek hafta bir ameliyat olmak zorundadır.

Lui deve subire un intervento la prossima settimana.

Bir asker sık sık tehlikeyle yüzleşmek zorundadır.

Un soldato deve confrontarsi spesso con il pericolo.

O objeler arasında bir seçim yapmak zorundadır.

Egli deve fare una scelta tra gli oggetti.

Her öğrenci saat altıya kadar okuldan ayrılmak zorundadır.

Ogni studente deve lasciare la scuola alle sei.

- İyi bir uzman alet edevata özen gösterendir.
- İşinin ehli bir usta ekipmanına ihtimam göstermek zorundadır.

Un bravo specialista deve salvaguardare l'attrezzatura.