Translation of "Olanlar" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Olanlar" in a sentence and their arabic translations:

Revaçta olanlar değişiyor.

الواقع يتغير.

Nörolojik hastalıkları olanlar

أو ذوي الإحتياجات الخاصة

Sanırım olanlar bu.

أظنّ أن هذا ما يحدث.

Olanlar için üzgünüm.

آسف لما حدث.

Olanlar el kaldırsın lütfen.

ارفعوا أيدكم من فضلكم.

Evde olanlar kıskançlık nesneler.

كائنات الحسد لأولئك في المنزل.

Onlara yakın olanlar Haçlılardı.

وكان وراءهم العمود الصليبي

Olanlar bir sır değil.

ما حدث ليس سرًّا.

Olanlar umurunda değil gibi.

لا يبدو أنك تهتم بما يحدث.

Bakın, aramızda hemfikir olanlar var.

هل ترون؟ هناك من يتفق معي.

En çok çocuk sahibi olanlar.

تضمّ أكبر عدد من الأطفال أيضاً.

Ölümle burun buruna olanlar onlar

هم من أنفهم حتى الموت

Olanlar için niçin beni suçluyorsun?

لماذا تلومني على ما حصل؟

Tom olanlar için sorumlu hissediyor.

يشعر توم بالمسؤولية عما حدث.

Ve böyle olanlar aşağı sınıftan görüldü.

وقد كان الناس تراهم بأنهم من فئه غير النبلاء

Tamam, midesi hassas olanlar için söylüyorum

حسناً، لشديدي الحساسية منكم،

Taşı çıkarmak istedi. Çiftçi olanlar bilir

أراد إزالة الحجر. يعرف هؤلاء المزارعين

Vietnam'da olanlar kötü bir rüya gibiydi.

ما حدث في فييتنام كان كالكابوس.

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

بالنسبة لهؤلاء الذين يعتمدون على جهاز التهوية لكي يتنفسوا،

Hastası olanlar iyileştirmek için o bölgeye götürüyor

يأخذ المرضى إلى تلك المنطقة للشفاء

Bu bölgeyi daha önce ziyaret etmiş olanlar,

يقول الأشخاص الذين زاروا هذه المنطقة

Lütfen Tom'a olanlar için üzgün olduğumu söyle.

رجاء أخبر توم أني آسف لما حدث.

Bu olanlar doğru değil. Hiçbir zaman da olmadı.

هذا ليس صائبًا ولم يكن صائبًا أبدًا.

Cevapları ortaya yakın olanlar doğru ya da yanlıştan

أما من تكون إجابتهم أقرب من الوسط

Ve sanırım Richard'a olanlar konusunda muhtemelen gerçeği inkâr ettiler.

وأعتقد أنهم ربما كانوا في حالة إنكار لما كان يحدث مع ريشارد.

Herhâlde aranızda bugüne kadar iş başvurusu yapmış olanlar vardır.

أفترض أن هناك من تقدم بطلب للحصول على وظيفة حتى الآن.

5 yıl avukatlık yapmış olanlar direkt Adalet Bakanlığı'na başvuruyorlar

أولئك الذين مارسوا المحاماة لمدة خمس سنوات يتقدمون مباشرة إلى وزارة العدل

Devam ettiriliyor, onu hiç görmemiş olanlar bile ondan korkuyor.

‫حيث تخاف الناس هذا الحيوان‬ ‫الذي لم تره قط.‬

Ama daha gözü pek olanlar şehrin içlerine kadar giriyor.

‫لكن أكثرها جرأة‬ ‫تتعمق في البلدة.‬

Ve genç olanlar, Sigismund'un zaferleri için savaşı istediğini düşündüler,

أما الفرسان الأصغر اعتقدوا أن سيغيسموند يريد مجد الإنتصار لنفسه،

Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.

‫لكن هنا، الأقارب البعداء‬ ‫والغرباء تمامًا يشربون ويستحمون تحت النجوم.‬

Bu gökdelenleri inşa etmekle görevli olanlar için çok fazla baş ağrısına neden olan ana noktalardan

بالمرتبة الاولى ثم الزلازل التي قد تحدث في اي لحظة. واحد ابرز