Translation of "Köpek" in Arabic

0.013 sec.

Examples of using "Köpek" in a sentence and their arabic translations:

Köpek balıkları.

‫قروش.‬

Köpek öldü.

كان الكلب ميتاً.

Köpek ölüyor.

الكلب يحتضر.

Köpek beyaz.

إن الكلب أبيض.

Köpek beyazdır.

هذا الكلب أبيض.

- O köpek büyük.
- O köpek büyüktür.

ذلك الكلب ضخم.

Balina köpek balığı.

‫قرش الحوت.‬

Havlayan köpek ısırmaz.

الكلاب النابحة نادراً ما تعض.

Köpek kediyi kovaladı.

ركض الكلب عقب القط.

Köpek yabancıya havladı.

نبح الكلب في وجه الغريب.

Bir köpek gördüm.

أنا رأيت كلباً.

Köpek et istiyor.

يريد الكلب لحما.

Bir köpek havlıyor.

هناك كلب ينبح.

Köpek yemeğini yiyor.

يأكل الكلب طعامه.

Bu bir köpek.

هذا كلب.

Büyük beyaz köpek balıkları.

‫القروش البيضاء الكبيرة.‬

Avusturalya siyah köpek yarasasında

كلب أسود أسترالي في الخفافيش

Köpek balıkları körfeze yaklaştı.

اقتربت أسماك القرش من الخليج.

Köpek balığını... ...fark ettim.

‫لاحظت...‬ ‫سمكة القرش.‬

Ne büyük bir köpek.

يا له من كلب كبير.

Bir köpek duvara tırmanamaz.

الكلب لا يستطيع أن يتسلق جدارا.

Bu köpek hızlı koşar.

هذا الكلب يركض بسرعة.

Şurada bir köpek havlıyor.

هناك كلب ينبح.

Köpek küçük çocuğa saldırdı.

- هاجم الكلب الولد الصغير.
- تهجم الكلب على الصغير.

Köpek bir tilkiyi kovaladı.

لحِق الكلب ثعلبًا.

Kate bir köpek besliyor.

- تحتفظ كيت بكلب.
- تقتني كيت كلباً.

Bir köpek almayı düşünüyordum.

كنت أفكر في الحصول على كلب.

Bu büyük bir köpek.

ذلك كلب كبير.

Yeni bir köpek istiyorum.

أريد كلباً جديداً.

Sami bir köpek yetiştiricisiydi.

كان سامي مربّيا للكلاب.

Sami bir köpek aşığıydı.

كان سامي عاشقا للكلاب.

Tom bir köpek istiyor.

توم يريد كلبا.

Sami bir köpek aldı.

اشترى سامي كلبا.

Köpek balıkları sürpriz saldırı yapıyor.

‫تتفوق القروش بعنصر المفاجأة.‬

Bu köpek mamasına ne diyorsun?

ما رأيك بطعام الكلاب هذا؟

Ama beni köpek ısırmadı ki

لكن الكلب لم يعضني

Köpek balıkları tekrar gelecek mi?

‫هل ستظهر أسماك القرش هذه مجددًا؟‬

Sonra köpek balığı onu yakaladı.

‫في اللحظة التالية، أمسكت سمكة القرش بها.‬

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

- الكلب صديق الإنسان الوفي.
- الكلب صديق وفي للإنسان.

Birdenbire önümüzde üç köpek çıktı.

وفجأة ظهرت ثلاث كلاب أمامنا.

Kapının yanında bir köpek var.

هناك كلب عند الباب.

Köpek yavrusu onu yanağından yaladı.

الكلب لعق خدها.

Egzersiz, bir köpek için hayatidir.

التمرين مهم بالنسبة إلى الكلب.

Birdenbire bir köpek havlamaya başladı.

فجأةً بدأ كلبٌ بالنباح.

Dün amcam bir köpek aldı.

اشترى عمي البارحة كلباً.

Ne kadar büyük bir köpek!

يا له من كلب كبير!

Bir köpek almak hakkında düşünüyorum.

- كنت أفكر في اتخاذ كلب.
- كنت أفكر في الحصول على كلب.

Köpek balıkları ile yüzmeye gidelim."

بثيابنا الداخليه."

Leyla bir köpek eğitmeni tuttu.

استأجرت ليلى مدرّبا للكلاب.

Sami bir köpek havlamasını duydu.

سمع سامي كلبا ينبح.

Odaya girdiğimde bir köpek buldum.

عندما دخلت الغرفة، وجدت كلبًا.

Parkta yürürken arkandan bir köpek havlıyorsa

إذا كنت تمشي في الحديقة و سمعت صوت كلب يعوي خلفك ،

Fransızca köpek kelimesini "chien", öğrenmek istediysem,

إذا أردت أن أتعلم معنى كلمة كلب بالفرنسية،

Hükümetimin en sadık üyesi bu köpek.

من بين كلّ أعضاء الحكومة، الكلب هو الأكثر وفاءً لي.

Köpek balığı onu üstünden atmaya çalışıyordu.

‫تحاول سمكة القرش التخلص منها وتسبح بعيدًا.‬

Annemin halısında uyuyan üç köpek var.

هناك ثلاث كلاب نائمون على بساط أمي.

Bu köpek iki ay önce doğdu.

- وُلد الكلب منذ شهرين.
- وُلد هذا الكلب منذ شهرين.

"Kumul köpek balığı" olarak adlandırıldığı da olmuştur.

‫أحيانًا يُدعى "قرش الرمال".‬

Balina köpek balığının hayatı genelde yalnız geçer.

‫حياة قرش الحوت في الأساس وحيدة.‬

İlk hissettiğin içgüdü, köpek balıklarını korkutup kaçırmaktı.

‫تكمن الغريزة الأولى‬ ‫في محاولة إخافة أسماك القرش.‬

Köpek balıkları tam olarak kayanın dibine geldi.

‫تتّجه تلك الأسماك مباشرةً نحو الصدع.‬

Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.

‫لم يفارق مخيلتي،‬ ‫إذ سمكة قرش ضخمة تقترب منها فجأةً.‬

Kurnazlığıyla köpek balığını tamamıyla alt etmiş oldu.

‫وقد خُدعت سمكة القرش تمامًا.‬

Ertesi gün, büyük bir köpek balığı geldi.

‫في اليوم التالي...‬ ‫جاءت سمكة قرش كبيرة.‬

O bana evcil bir köpek istediğini söyledi.

أخبرتني أنها تريد كلباً أليفاً.

Aç köpek balıkları için mükemmel bir saklanma yeri.

‫المخبأ المثالي للقروش الجائعة.‬

Ve köpek de bunu sezerek bu davranışta bulunmayabilir.

والكلب، متوقعا ذلك، لا يتصرف بهذه الطريقة.

O bir kedi mi yoksa bir köpek midir?

هل ذاك كلب أم قطة؟

Bizim annemiz bize bir köpek yavrusu satın aldı.

امنا اشترت جروا لنا.

Dünyanın en büyük timsahı en hızlı köpek balığıyla çarpışacak.

‫أكبر تمساح على وجه الكرة الأرضية‬ ‫يتعارك مع أسرع قرش في التاريخ،‬

Belki de daha önce bunun gibi bir köpek görmüşsünüzdür

ربما رأيت كلبا مثل هذا من قبل،

Kadınlara yönelik domuz, hayvan ve köpek gibi hakaretlerde bulunuyorsunuz

أنت تهين النساء مثل الخنازير والحيوانات والكلاب

Eğer birisi artık köpek veya kedi sahibi olmayı uygun bulmuyorsa

إذا ارتأى شخصٌ أن ليس من المناسب بعد الآن امتلاك كلبٍ أو قطٍ

İşte o anda, hayatımı bir köpek gibi yaşama kararı aldım.

لذا عندما قررت أن أعيش حياتي ككلبٍ.

Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.

‫باستغلال الضوء الصناعي،‬ ‫يمكن للقروش هنا الصيد لوقت طويل ليلًا.‬

Ama her gece aynı tehlikeyle karşılaşacaklar. Köpek balıkları gidene kadar.

‫لكنها ستواجه نفس الخطر ليلة تلو الأخرى‬ ‫إلى أن تغادر القروش البلدة.‬

Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.

‫الرائحة كلها تفوح من عشب البحر،‬ ‫لذا فإن سمكة القرش تعض‬ ‫وتنهش الآن في عشب البحر.‬

Sen hiç üç metreden daha uzun bir köpek balığı gördün mü?

هل سبق لك أن رأيت سمكة قرش يزيد طولها عن ثلاثة أمتار؟

Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."

‫ثم رأيت سمكة القرش‬ ‫تسبح على السطح الخارج وتتبع رائحتها.‬ ‫وقلت لنفسي: "لا، ذلك الكابوس بأكمله...‬

Benim bir kedim ve bir köpeğim var. Kedi siyah ve köpek beyazdır.

أملك قطة وكلب. القطة سوداء و الكلب أبيض.

Mumbai gibi kent ormanlarındaki başıboş köpek, kedi ve tavukların, yani kolay lokmaların peşinde.

‫هدف سهل في الغابات الحضرية مثل "مومباي"‬ ‫حيث شاهد فهوداً تحوم بشكل مباشر.‬

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

‫وفي الدقيقة التالية،‬ ‫ضيّقت سمكة القرش الخناق على أحد أذرعها،‬ ‫وهي تنفّذ لفّة الموت المرعبة هذه.‬

Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.

‫لكن تكمن المشكلة بالطبع‬ ‫في أنه سيتوجب عليها العودة.‬ ‫على الجانب الآخر،‬ ‫تتبع سمكة القرش رائحتها مجددًا.‬

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

‫بطريقة ما تمكنت بدهاء‬ ‫من الابتعاد إلى المكان الأقل خطورة،‬ ‫ألا وهو على ظهر سمكة القرش.‬