Translation of "Hediye" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Hediye" in a sentence and their arabic translations:

Hediye almak istediğim zaman hediye alacağım,

سأبتاع الهدايا فقط عندما أشعر بالرغبة في ذلك

İkinci hediye psikolojikti.

العطية الثانية كانت نفسية

Bunun hediye olmadığını söyledim.

قلت إنها ليست بهدية.

Sineğe nektar hediye ediliyor.

‫تأكل الذبابة هبة الرحيق.‬

- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

أعطاه عمي هدية.

Oradayken beklenmedik bir hediye aldım.

عندما كنت هناك تلقيتُ هدية غير متوقعة.

Babam için bir hediye arıyorum.

أبحث عن هدية لأبي.

O, bana bir hediye verdi.

أعطتني هدية.

Tom için bir hediye alacağım.

سوف أشتري هديّة لتوم.

Bu sizin için bir hediye.

هذه الهدية لك.

Bu bebek teyzemden bir hediye.

- تلك الدمية هدية من عمتي.
- هذه الدمية هدية من خالتي.

Aslında bir hediye olduğu ortaya çıktı

تبيّن أنه مَلَكة،

hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.

الذي اعتبر الموت كجزء من النعمة الاقتصادية.

Bunu hediye paketi yapar mısın, lütfen?

أيمكنك أن تغلّف هذا كالهدايا، من فضلك؟

Tom hediye için bana teşekkür etti.

- توم شكرني على الهدية.
- توم قام بشكري على الهدية.

Babama ipek bir kravat hediye ettim.

أعطيتُ أبي ربطة عنق حريرية.

Bu benim için bir hediye mi?

هل هذهِ هدية لي؟

Kendim gitmek yerine bir hediye gönderdim.

بعثت بهدية عوضاً عن الذهاب بنفسي.

Bu hediye bana Ann tarafından verildi.

- أعطتني آن هذه الهدية.
- أهدتني آن هذه الهدية.

Senin için bir hediye almak istiyorum.

أريد أن أشتري هدية لك.

- Bana güzel bir hediye verdiğiniz için çok naziktiniz.
- Bana güzel bir hediye vermeniz büyük nezaketti.

كان لطفًا عظيمًا منك أن تهديني هديةً جميلةً.

Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.

ولكن اعظم عطاء لي كان التعليم الغربي

Tom için güzel bir hediye bulacağımdan eminim.

أنا متأكد أني سأجد هدية جيدة لتوم.

Bazıları kimseden hediye beklemeden kendisini ödüllendirmeyi sever.

البعض يحب أن يكافئ نفسه، وأن لا ينتظر هدية من أحد.

Tom doğum günü için üç hediye aldı.

تلقى توم ثلاثة هدايا بمناسبة عيد مولده.

Erkek arkadaşı için bir hediye satın almak istiyor.

إنها تريد شراء هدية لصديقها.

- Bu hediye arkadaşım için.
- Bu hediyeler dostum için.

- هذه الهدية لصديقتي.
- هذه الهدية لصديقي.

Birine otomatikman hediye alacağım demek değil, tamam mı?

لا يعني تلقائيا أنني سأبتاع الهدايا لأي شخص بعد الآن. حسنا ؟

Yani benim için hiçbir anlamı yok onun hediye olarak.

لذلك ليس هناك معنى بالنسبة لي كهديتها.

Onun geçen tatil mevsiminde kaç tane hediye aldığını düşünüyorsun?

كم هديةً تتوقع أنها استلمت في الإجازة الماضية؟

Kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.

قال بعض الأشخاص أن للأمر علاقة بالعلاقات العامة، وقال آخرون إنها هدية.

- Sami Fazıl'a bir seccade verdi.
- Sami Fazıl'a bir seccade hediye etti.

قدّم سامي سجّادة لفاضل.