Translation of "Hapis" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Hapis" in a sentence and their arabic translations:

Üniversiteye gitmemek hapis demekti.

لا تعليم يعنى الذهاب للسجن.

Üstelik cezası hapis cezası

علاوة على ذلك ، عقوبة السجن

Cinayet, kargaşa, hapis, ölüm, yıkım

القاتل، الصخب، السجن، الموت، والتدمير،

Leyla hapis cezası kararından kaçtı.

نجت ليلى من عقوبة سجن.

Kefalet esaretiyle hapis yatan o insanlar

المحتجزين في السجن بسبب استعباد الكفالة، الآن...

Leyla'nın ömür boyu hapis cezası aldı.

- تلقّت ليلى حكما بالسّجن المؤبّد.
- تلقّت ليلى حكما بالمؤبّد.

Sami'ye ömür boyu hapis cezası verildi.

- تلقّى سامي حكما بالسّجن المؤبّد.
- تلقّي سامي حكما بالمؤبّد.

Tom yaptıkları yüzünden üç yıl hapis yattı.

لقد أمضى توم 3 أعوام في السجن جزاءاَ لما قام به

Fadıl iki defa ömür boyu hapis cezası aldı.

- تلقّى فاضل حكمين بالمؤبّد.
- تلقّى سامي حكمين بالسّجن المؤبّد.

Endonezya'da ömür boyu hapis cezası hayat anlamına gelir.

حكم بالمؤبّد في إندونيسيا يعني سجن مؤبّد.

Leyla'ya üç tane ömür boyu hapis cezası verildi.

- حُكِم على ليلى بثلاث أحكام مؤبّدة.
- حُكِم على ليلى ثلاث مرّات بالمؤبّد.

üstelik bu hapis cezası üç kat daha uzun oluyor.

وهذا الحكم بالسجن سيكون أطول بثلاث مرات.

Soktu : görevinden istifa etmek zorunda kaldı ve 6 hafta hapis yattı.

: فقد أُجبر على الاستقالة من لجنته وقضى 6 أسابيع في السجن.

Askeri mahkeme hapis cezasını reddetti, bu yüzden davası Akranlar Odası'na gitti.

رفضت محكمة عسكرية إصدار حكم ، فرفعت قضيته إلى غرفة النبلاء.

Sami'nin akıl hastalığı onun cezasını hafifletmedi. Art arda iki ömür boyu hapis cezası aldı.

إنّ مرض سامي العقلي لم يخفّف من عقوبته، بل تمّت إدانته بعقوبتين متتاليتين للسّجن مؤبّد.