Translation of "ölüm" in Arabic

0.017 sec.

Examples of using "ölüm" in a sentence and their arabic translations:

Krala ölüm!

الموت لالملِك!

Ve ölüm ile

وتستخدمه في عملية البناء،

Dede,ölüm döşeğindedir.

الجدّ على فراش الموت.

- Ölüm kalım meselesi.
- Bu bir yaşam ve ölüm meselesi.

إنها مسالة حياة أو موت.

Ölüm tehditleri hiç kesilmiyordu.

تهديدات الموت كانت لا نهائية.

Bebek ölüm oranlarını azaltma

ومعالجة الأمراض المُوهنة المستعصية، والتقليل من معدل وفيات الرضع

Yaşam ve ölüm gibi.

والحياة والموت.

Onun ölüm haberini aldık.

لقد تلقينا خبر وفاته.

Cinayet, kargaşa, hapis, ölüm, yıkım

القاتل، الصخب، السجن، الموت، والتدمير،

Bütün bunlar “Ölüm geliyor, kesin.

كل هؤلاء يقولون "الموت قادم ، هذا مؤكد.

Sanık ölüm cezasına mahkûm edildi.

حُكم على المتهم بالإعدام.

Onun ölüm sırrı asla çözülmedi.

لم يُحل أبدا لغز وفاتها.

Ani ölüm de dahil kalp sendromları

الاعتلالات القلبية، بما فيها الموت المفاجئ،

çoğu zaman hayatla ölüm arasındaki fark.

هو مسألة تتعلق أكثر بالحياة منه بالموت.

ölüm riski ile ilişkili olduğunu biliyoruz.

ترتبط أيضًا بمخاطر الوفاة.

ölüm riskiniz o kadar yüksek olur.

إلا وزاد خطر الموت.

Düşündüm ki ölüm en iyisi olur.

كان من الممكن أن يكون النتيجة الأفضل.

ölüm girdabına neden girdiklerini henüz bilemiyoruz

لا نعرف بعد لماذا دخلوا دوامة الموت

"Ama ölüm tehdidi ikimizin de gölgesinde gizli."

"ولكن خطر الموت يتربص بنا في كل موقف".

Ölüm döşeğindeki birinin de size söyleyebileceği gibi

ولكن كما قد يخبرك أي شخص على فراش الموت،

Bazı çalışmalar ölüm oranını bile etkilediğini gösteriyor,

‫بل إن بعض الدراسات تشير إلى أنه‬ ‫يؤثر على معدلات الوفيات،‬

140 kiloluk bir ölüm makinesi. Beni fark etmedi.

‫إنه بمثابة آلة قتل وزنها 135 كلغ.‬ ‫لم يرني.‬

ölüm girdabı adı verilen bir duruma yakalanıyor bazen

في بعض الأحيان يقع في حالة تسمى دوامة الموت

Onunla ilgili ayırt edici şeylerden ikisi, ölüm sahnelerine,

اثنان من الأشياء المميزة عنها هما الانبهار بمشاهد الموت ،

ünlü ölüm şarkılarına, ünlü son stantlara duyulan hayranlıktır .

بأغاني الموت الشهيرة ، مع المدرجات الأخيرة الشهيرة ، كل هذا النوع من الأشياء.

I Murat`ın ölüm haberi Avrupa saraylarına vardı.

وصلت أنباء وفاة مراد الأول إلى محاكم أوروبا

Içinde komik ölüm, bugün dünyada bildiklerimiz , küresel ısınmadan

من نصف قرنٍ بقليل وتحديداً ثمانين عاماً ما نعرفه اليوم من

Ancak gripte ölüm oranı daha da düşük: %0.1.

و لكن معدل الوفيات من الإنفلونزا أكثر انخفاضاً: 0.1%

Bu küçük ölüm tuzağından daha korkunç yılan az bulunur.

‫هذه الأفعى الصغيرة جداً‬ ‫هي الأكثر رعباً من بين جميع الأفاعي.‬

Ne kadar çok uyursanız, ölüm riskiniz o kadar düşük

فالأمر ليس كما لو كلما نمت أكثر

Aynı çizgi filmde bir de Trump'ın ölüm sahnesi vardı

كان هناك أيضًا مشهد وفاة ترامب في نفس الرسوم المتحركة

Ve ölüm anını tam yumurtaların çatlayacağı zamana göre ayarlıyordu.

‫ويتزامن موعد موتها‬ ‫تمامًا مع موعد فقس هذا البيض.‬

ölüm tehditleri çok fazla ve taciz sürekli bir hâle geldi.

كانت تهديدات القتل لا تعد ولا تحصى، والإهانة أصبحت ثابتة.

Halatın aniden kopması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

‫وفجأة تقطع الحبل.‬ ‫ستكون هذه هي سقطة الموت.‬

Ney'in beş Mareşali, ölüm cezasına oy veren büyük çoğunluk arasındaydı.

كان خمسة من زملائه مارشال من بين الغالبية العظمى الذين صوتوا لصالح عقوبة الإعدام.

Görmek için Eski İskandinav destanlarından beş ünlü ölüm sahnesine bakacağız .

إخبارنا به عن "عقلية الفايكنج".

"Ölüm Defteri" benim en çok sevdiğim on televizyon dizisinden biridir.

"مفكرة الموت" هو واحد من أفضل عشرة مسلسلات تلفزيونية عندي.

Kayanın halatı bir anda koparması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

‫وفجأة تقطع الحبل.‬ ‫ستكون هذه هي سقطة الموت.‬

Sonunda Viking zihniyetiyle ilgili beni etkileyen şey , ölüm karşısındaki meydan okuma değil

ما أدهشني أخيرًا بشأن عقلية الفايكنج ليس التحدي في مواجهة

Bu kadar çabuk düşünebilmesi ve böyle ölüm kalım kararlarını alabilmesi gerçekten olağanüstü.

‫كيف يمكن أن تفكّر بهذه السرعة‬ ‫وتتّخذ قرارات مصيرية،‬ ‫أجل، إنه أمر مدهش حقًا.‬

Onun ölüm haberiyle ağladı. "Fransa için ve benim için ne büyük bir kayıp".

على أخبار وفاته. "يا لها من خسارة لفرنسا ولي".

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

‫وفي الدقيقة التالية،‬ ‫ضيّقت سمكة القرش الخناق على أحد أذرعها،‬ ‫وهي تنفّذ لفّة الموت المرعبة هذه.‬

-- eylemler büyüyerek devam etti ve şimdiye dek 100 ölüm ve binlerce yaralanmaya sebep oldu

استمرت الإحتجاجات بالازدياد مما نجم عن 100 قتيل وآلاف الجرحى

Düştü. Ünlü Viking'e korkunç bir ölüm vermeye karar veren Hıristiyan kralı Ella tarafından esir alındı

تم أسره من قبل ملكها المسيحي ، إيلا ، الذي قرر أن يتسبب في وفاة

. Ve yüzde yetmiş beş ölüm oranına sahip. Corona virüsünün en ölümcül olduğu kabul ediliyor. Çin

نيبال ينطلق من الصين. ويملك معدلات وفاةٍ تصل الى خمسةٍ