Translation of "''bu" in Arabic

0.016 sec.

Examples of using "''bu" in a sentence and their arabic translations:

Bu...

هذه مجرد--

Bu filmde bu anlatıldı

يقال هذا في هذا الفيلم

Bu da Firdevs gibi bu,

بعد أن أخذنا هذا،

Bu nedenle bu haberi paylaşıyorum.

هذا هو السبب أن أُشارك هذه الأخبار.

- Evet.
- Bu gerçek.
- Gerçek bu.

هذا صحيح.

- Bu sıradışı.
- Bu çok nadir.
- O olağanüstü.
- Bu fevkalade.

ذلك خارق للعادة.

Bu Jason'dı.

إنه جايسون

Bu sırada,

وخلال هذه العملية،

Bu kadar.

هذا هو.

Bu açık.

وهو واضح

Bu farkları,

تفهم هذه الفروق,

Bildiğimiz bu.

هذا ما نعلمه.

Bu önemliydi.

لقد كان ذلك هامًا.

Bu kadardı.

هكذا تصرّفتُ.

Bu saçmalık.

هذا الكلام غير منطقي.

Bu alaycıydı -

لقد كان ذلك الذل الذي عشته

Yapısı bu.

حل المشاكل.

Gerçek bu.

هذه الحقيقة.

Görevimiz bu.

هذه هي مهمتنا.

Bu öğrenmeydi.

لقد كان تعلُّم.

Bu tamam.

تحقق الهدف.

Bu inanılmaz.

‫شيء لا يُصدق.‬

İşte bu.

‫ها هي.‬

Bu inanılmaz!

‫شيء لا يُصدق!‬

Bu kötü.

‫هذا سيئ.‬

Bu delilik!

‫هذا جنون!‬

Bu kötü!

‫هذا سيئ!‬

Bu harika.

‫كم هو مبهر.‬

Olan bu.

الأمر كما هو عليه.

Bu doğru.

هذا صحيح بالفعل.

Bu 1990lar'daydı.

كان ذلك في 1990.

Bu iş,

ذلك العمل...

Bu toplantı,

تلك الحفلة...

Hepsi bu.

وهذا كل شيء.

Bu devrim

منذ 30 عاماً

Bu yıl...

‫هذا العام...‬

Bu gerçek.

هذا أمرٌ حقيقي.

Durum bu.

هذا هو الوضع.

Bu yarasalar

هذه الخفافيش

Bu olaya

لهذا الحدث

Bu sayede

في هذا الطريق

Bu değil

ليس هذا

Bu sağduyu.

ذاك من البديهيات.

Bu kraliçe.

إنها الملكة.

Bu harika!

هذا عظيم!

Bu nedir?

- ما هذا؟
- ما ذلك؟

Bu taraftan.

من هنا.

Bu geliştirilmiştir.

لقد تحسنت.

Soru bu.

- هذا هو السؤال.
- هذه هي المسألة.

Bu kimin?

لمن هذا؟

Bu bizim.

هذه لنا

Bu sondur.

هذه هي النهاية.

Hepsi bu.

نهاية القصه.

Bu Fadıl.

هذا فاضل.

Bu sabotajdır.

هذا تخريب.

Bu yüzden, bu konuşmayı yapmamız gerekiyor.

ولذا نحن بحاجة لهذا الحوار.

Bu yüzden, bugün bu odadan ayrıldığınızda,

اذا عندما تغادرون هذه الغرفة اليوم,

Bu konuşmayı dinlemenizin sebebi de bu.

لهذا السبب أنت تشاهد هذه المحادثة.

Bu kesinlikle tetiklendi. Bu iyi haber.

‫هناك ما حرّكه بالتأكيد!‬ ‫هذه أنباء سارة.‬

Bu yüzden bu bir kısır döngü.

إذاً، الأمر عبارة عن دائرة مفرغة.

Ve bu program ve bu rehberlerle

و الآن، مع هذا البرنامج و هؤلاء المرشدين،

Bu yüzden bu tam bir başkaldırıydı.

كان ذلك تمردًا، تمردًا فقط.

Bu küçük adamın: "Manhattan'daki bu yere

ويحمل هذا الروبوت علمًا صغيرًا يذكر،

Bu yüzden bu konuda aciz hissediyorum.

لذلك أشعر بالعجز بخصوصه.

Bu havayı bu odada da hissedebilirsiniz,

هذا الهواء، يمكننا أيضاً أن نشعر فيه في هذه الغرفة

Bu adam bu durumdan kurtulabilmek için

يمكن لهذا الرجل الخروج من هذا الوضع

Bu harita bize, gökyüzünün bu bölgesinde

وتوضح لنا هذه الخريطة كل المادة الواقعة في هذه المنطقة من السماء،

- Bu bir kitap.
- Bu bir kitaptır.

هذا كتاب.

- Bu Fransız mı?
- Bu Fransızca mı?

هل هذه فرنسية؟

- Bu bir araba.
- Bu bir arabadır.

هذه سيارة.

- Bu benim evim.
- Bu benim evimdir.

هذا بيتي

Bu her zaman bu şekilde olmuştur.

هكذا كانت الأمور دائمًا.

Bu ev ve bu topraklar benim!

هذا بيتي وهذه أرضي!

- Bu doğru olamaz.
- Bu gerçek olamaz.

لا يمكن أن يكون ذلك صحيحاً.

- Bu benim sözlük.
- Bu benim sözlüğüm.

هذا قاموسي.

- Bu sizin için.
- Bu senin için.

هذا لك.

- Bu Jane'nin çantasıdır.
- Bu, Jane'in çantası.

تلك حقيبة جين.

- Bu adam kim?
- Bu adam kimdir?

من ذاك الرجل؟

- Bu benim kedimdir.
- Bu benim kedim.

- ذلك قطي.
- تلك قطتي.

- Bu bir at.
- Bu bir attır.

هذا حصان

Bu gece neden bu kadar sinirlisin?

لماذا أنت غاضب إلى هذا الحد هذه الليلة؟

- Bu hayal gerçekleşecek.
- Bu rüya çıkacak.
- Bu hayal gerçek olacak.

هذا الحلم سَيَتَحَقَّق.

- Bu yararlı bir iş.
- Bu faydalı bir eser.
- Bu faydalı bir çalışma.
- Bu yararlı bir çalışma.
- Bu faydalı bir iş.

هذا عمل نافع.