Translation of "Olağanüstü" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Olağanüstü" in a sentence and their arabic translations:

Ve hepsi olağanüstü.

وجميعها رائع جدًا لا مثيل له.

Şirkette olağanüstü toplantı yapıldı.

اجتماع غير عادي في الشركة.

Bu olağanüstü adaptasyon sayesinde...

‫بفضل قدرته العجيبة على التكيف،‬

Sen olağanüstü bir insansın.

أنت رجل متميز.

Tom olağanüstü yakışıklı idi.

توم كان وسيماً للغاية.

Sami olağanüstü bir çocuktu.

كان سامي طفلا رائعا.

Günlük hayattaki olağanüstü şeyleri görebilmeleri

من أجل تقديم المساعدة للناس من خلال الطيف المهني،

...ve bu olağanüstü dünyayı keşfedebiliyoruz.

‫واكتشاف عالم عجيب...‬

Olağanüstü mühendis ve operatörlerimiz var.

والتي هي مجموعة من المهندسين والعمال الرائعين

Kimliğini gizlemek için olağanüstü önlemler almıştı.

قد بذلت جهوداً كبيراً لإخفاء هويتها.

Gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

‫يضع الليل للحيوانات تحديات هائلة...‬

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

‫يقدّم الليل للحيوانات أعجب التحديات‬

Soult'un askeri zihniyle . Olağanüstü askerlik becerileri,

سيفتقد الإمبراطور مهاراته العسكرية الرائعة

Üçüncü Kolordu tarafından olağanüstü bir performanstı….

لقد كان أداءً رائعًا للفيلق الثالث….

Sistemimiz kanı tespit etmede de olağanüstü olabilir.

قد يكون نظامنا استثنائيًا في العثور على الدم.

Olağanüstü hediyeler arasında İmparatorun büstleri ve heykelcikleri…

تشمل مجموعتهم الاستثنائية من الهدايا تماثيل نصفية وتماثيل للإمبراطور نفسه ...

Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken

كنت شاهدةً على أجواء حميمة وغير مسبوقة في تلك الغرف

Iyi olanın olağanüstü derecede kusursuz bir bebek olduğunu düşünüyordum,

اعتقدت أن الأمر الجيد هو أن أنجب طفلة خارقة

Kendisinin olağanüstü bir komutan olduğunu kanıtlamıştı… Ney kadar cesur

لقد أثبت نفسه كقائد متميز ... شجاع مثل ناي ، بعقل سولت العسكري ...

Atarak, disiplin ve düzenli eğitimi uygulayarak, olağanüstü bir yönetici

مهام صعب ، وفرض الانضباط والتدريب المنتظم ، مع الاهتمام

- Bu sıradışı.
- Bu çok nadir.
- O olağanüstü.
- Bu fevkalade.

ذلك خارق للعادة.

Ama şu var ki, bugün peşinde olduğumuz şey olağanüstü sonuçlar.

وبالتالي، ما نحن عليه بعد اليوم، هو نتائج غير اعتيادية.

Ve sonra başka bir yol bulacaktın: "Ah! 97 artı 3, olağanüstü!"

ثم كنت لتجد طريقة أخرى، "أوه! 97 زائد 3. رائع!"

Olağanüstü personel çalışmasıyla tanınması, hizmetlerinin yüksek talep görmesi anlamına geliyordu ve

سمعة العمل المتميز للموظفين تعني أن خدماته كانت مطلوبة بشدة ،

Soult'un olağanüstü tümen komutanları Saint-Hilaire ve Vandamme'ye çok şey borçluydu .

لقادة فرق سولت الاستثنائيين ، سانت هيلير وفاندامى.

Etrafına sararak olağanüstü bir pelerin oluşturdu ve aradaki küçük boşluktan bana baktı.

‫ولفّتها حول نفسها كعباءة فريدة‬ ‫ثم بدأت تحدّق بي من تلك الفتحة الصغيرة.‬

Bu kadar çabuk düşünebilmesi ve böyle ölüm kalım kararlarını alabilmesi gerçekten olağanüstü.

‫كيف يمكن أن تفكّر بهذه السرعة‬ ‫وتتّخذ قرارات مصيرية،‬ ‫أجل، إنه أمر مدهش حقًا.‬

Genelkurmay başkanı olarak her zamanki rolüne geri dönen Berthier, olağanüstü yeteneklerini bir kez daha kanıtladı

بالعودة إلى دوره المعتاد كرئيس للأركان ، أثبت بيرتييه مرة أخرى مواهبه الاستثنائية ،

Ve bunların üstesinden gelen olağanüstü insanları incelediği için bir sonraki adım için harika bir yer olacaktır .

إطلاق القمر والأشخاص الاستثنائيين الذين تغلبوا عليها.