Translation of "Vives" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Vives" in a sentence and their turkish translations:

¿Vives sola?

Yalnız mı yaşıyorsun?

¿Dónde vives?

Nerede yaşıyorsun?

¿Vives aquí?

Burada mı yaşıyorsun?

¿Vives en Turquía?

- Türkiye'de mi yaşıyorsun?
- Türkiye'de mi yaşıyorsunuz?

¿Vives con alguien?

Biriyle birlikte mi yaşıyorsun?

¿Dónde vives ahora?

Sen şimdi nerede oturuyorsun?

Vives demasiado lejos.

Sen çok uzakta oturuyorsun.

¿Con quién vives?

Kimle yaşıyorsun?

¿Vives en Boston?

Boston'da mı yaşıyorsunuz?

Sé dónde vives.

Nerede yaşadığını biliyorum.

- ¿En dónde vives en Turquía?
- ¿Dónde vives en Turquía?

Türkiye'de nerede yaşıyorsun?

- Vives dentro de mi corazón.
- Vives en mi corazón.

Kalbimde yaşıyorsun.

Sé que vives aquí.

Burada yaşadığını biliyorum.

¿A dónde vives exactamente?

Tam olarak nerede yaşıyorsun?

¿Dónde vives en Turquía?

Türkiye'de nerede yaşıyorsun?

- ¿Habitas aquí?
- ¿Vives aquí?

Burada mı yaşıyorsun?

¿Vives con tus padres?

Ailenle birlikte mi yaşıyorsun?

¿En qué piso vives?

Hangi katta oturuyorsun?

¿En qué casa vives?

- Hangi evde yaşıyorsun?
- Hangi evde yaşıyorsunuz?

Vives en mi corazón.

Kalbimde yaşıyorsun.

¿En qué planeta vives?

- Hangi gezegende yaşıyorsun?
- Sen hangi dünyada yaşıyorsun?

Saben que vives conmigo.

Senin benimle birlikte yaşadığını biliyorlar.

Vives en Tokio, ¿no?

Sen Tokyo'da yaşıyorsun, değil mi?

¿Vives en el desierto?

Çölde mi yaşıyorsun?

Vives por aquí, ¿verdad?

Buralarda yaşıyorsun, değil mi?

Sólo vives una vez.

Sadece bir kez yaşarsın.

- «¿Dónde vives?» «Vivo en Tokio.»
- "¿Dónde vives tú?" "Yo vivo en Tokio."

- "Nerede yaşıyorsunuz?" "Tokyo'da yaşıyorum."
- "Nerede yaşıyorsun?" "Tokyo'da yaşıyorum."

- ¿Con quién vives?
- ¿Con quién viven?
- ¿Con quiénes vives?
- ¿Con quiénes viven?

- Kiminle yaşıyorsunuz?
- Kim ile yaşıyorsun?

vives en San Petersburgo.

- Aziz Petersburg'da yaşıyorsun.
- St.Petersburg'da yaşıyorsunuz.
- Sankt Peterburg'da yaşıyorsunuz.

«¿Dónde vives?» «Vivo en Tokio.»

"Nerede yaşıyorsun?" "Tokyo'da yaşıyorum."

¿Aún vives con tus padres?

Hala ebeveyninle mi yaşıyorsun?

¿Desde cuándo vives en Tokio?

Ne zamandan beri Tokyo'da yaşıyorsun?

- Sé dónde vives.
- Sé donde habitas.

Nerede yaşadığını biliyorum.

¿Vives en Portugal o en Brasil?

Portekiz'de mi yoksa Brezilya'da mı yaşıyorsun?

No me acuerdo de dónde vives.

Senin nerede yaşadığını hatırlamıyorum.

Ya no vives en Boston, ¿verdad?

Artık Boston'da yaşamıyorsun, değil mi?

¿En qué tipo de edificio vives?

Ne tür bir binada yaşıyorsun?

¿En dónde vives si no tienes hogar?

Hiç evin yoksa nerede yaşıyorsun?

¿Tom vive lejos de donde vives tú?

Tom senin yaşadığın yerden uzakta mı yaşar?

"¿Dónde vives tú?" "Yo vivo en Tokio."

"Nerede yaşıyorsun?" "Tokyo'da yaşıyorum."

- Sé que vives aquí.
- Sé que viven aquí.

Burada yaşadığını biliyorum.

- ¿En qué piso vives?
- ¿En qué piso vivís?

Hangi katta yaşıyorsun?

Y si vives toda tu vida en la oscuridad,

Bütün hayatınızı karanlıkta geçirseniz

Hay muchos lagos en la zona en que vives.

Yaşadığın bögede bir sürü göl var.

- Por cierto, ¿dónde vive usted?
- Por cierto, ¿dónde vives?

Bu arada, nerede yaşıyorsun?

- ¿Habitas aquí?
- ¿Vives aquí?
- ¿Usted vive aquí?
- ¿Ustedes viven aquí?

Burada mı yaşıyorsun?

Que no vives en un país en que se hable el idioma,

bu dilin kullanıldığı ülkede yaşamamanızdır

- ¿Dónde vives ahora?
- ¿En dónde estás viviendo ahora?
- ¿Dónde vive usted ahora?

Şimdi nerede yaşıyorsun?

- Sé dónde vive.
- Sé dónde vives.
- Sé dónde viven.
- Sé dónde vivís.

- Nerede yaşadığınızı biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.

- ¿Dónde vives?
- ¿Dónde vive?
- ¿Dónde viven?
- ¿Dónde vive usted?
- ¿Usted dónde vive?

- Nerede yaşıyorsun?
- Nerede yaşıyorsunuz?
- Nerede yaşarsın?
- Nerede yaşarsınız?

- ¿En qué ciudad vivís?
- ¿En qué ciudad vives?
- ¿En que ciudad vivís?

Hangi şehirde yaşıyorsun?

«¿Cuánto hace que vives aquí?» «La semana que viene hará cinco años.»

"Ne kadar süredir burada yaşıyorsun?" "Gelecek hafta beş yıl olacak."

- ¿En qué tipo de edificio vives?
- ¿En qué clase de edificio resides?

Ne tür bir binada ikamet ediyorsun?

Cuando tienes esa conexión con un animal y vives esas experiencias, es alucinante.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

- Sólo se vive una vez.
- Solo se vive una vez.
- Sólo vives una vez.

- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.

- ¿Vives en Tokio?
- ¿Vivís en Tokio?
- ¿Ustedes viven en Tokio?
- ¿Usted vive en Tokio?

Tokyo'da yaşıyor musunuz?

- Aún no me has dicho dónde vives.
- Usted aún no me ha dicho dónde vive.

Nerede yaşadığını bana hala söylemedin.

- ¿Me podés mostrar en este mapa dónde vivís?
- ¿Me puedes mostrar en este mapa dónde vives?

Senin nerede yaşadığını bana bu haritada gösterebilir misin?

- ¿Habitas aquí?
- ¿Vives aquí?
- ¿Usted vive aquí?
- ¿Vivís aquí?
- ¿Viven aquí?
- ¿Ustedes viven aquí?
- ¿Vive usted aquí?

Burada mı yaşıyorsun?

- Dime dónde vives.
- Dime en dónde vives.
- Dígame dónde vive.
- Dígame dónde vive usted.
- Dígame en dónde vive usted.
- Dígame en dónde vive.
- Díganme dónde viven.
- Díganme en dónde viven.
- Dime dónde viven.
- Dime dónde viven ustedes.
- Dime en dónde viven.
- Dime en dónde viven ustedes.

Bana nerede yaşadığını söyle.