Translation of "Abuela" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Abuela" in a sentence and their turkish translations:

- Fui educado por mi abuela.
- Fui criada por mi abuela.
- Mi abuela me crio.
- Fui criado por mi abuela.

- Büyükannem tarafından yetiştirildim.
- Anneannem tarafından büyütüldüm.
- Beni babaannem büyüttü.

¡No tienes abuela!

- Kendini bir bok sanıyorsun.
- Yalnızca kendini düşünüyorsun.
- Çalımından geçilmiyor.

Mary es abuela.

Mary bir büyükannedir.

- Mi abuela se ha hecho mayor.
- Mi abuela ha envejecido.

- Büyükannem yaşlandı.
- Anneannem yaşlandı.
- Ninem ihtiyarladı.
- Babaannem yaşlandı.

- Mi abuela vivía con nosotros.
- Mi abuela vivía con nosotras.

Büyükannem bizimle yaşadı..

Creció con su abuela.

O büyükannesi tarafından büyütüldü.

Mi abuela habla despacio.

- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.

Su abuela luce saludable.

- Onun büyükannesi sağlıklı görünüyor.
- Anneannesi sağlıklı görünüyor.
- Babaannesi sağlıklı duruyor.

Mi abuela está enferma.

Büyükannem hasta.

Mi abuela sabe volar.

Anneannem uçabiliyor.

La crió su abuela.

Büyükannesi tarafından büyütüldü.

Mi abuela me crio.

Beni büyükannem büyüttü.

Mi abuela era granjera.

Büyükannem bir çiftçiydi.

¿Dónde vive tu abuela?

Büyükannen nerede yaşıyor?

Mary es mi abuela.

Mary benim büyükannem.

Quiero a mi abuela.

Büyük annemi Seviyorum.

Como mi abuela solía decir,

Büyükannemin her zaman söylediği gibi:

Ahora, respecto a mi abuela,

Şimdi, anneanneme gelecek olursak

Mi abuela no puede ver.

Büyükannem göremez.

Mi abuela vivía con nosotros.

Büyükannem bizimle yaşadı..

Mi abuela tiene 75 años.

Babaannem 75 yaşında.

Mi abuela fue una modista.

Büyük-büyükannem bir terziydi.

La abuela está haciendo ejercicio.

Büyükanne egzersiz yapıyor.

La abuela bajó del autobús.

Yaşlı kadın otobüsten indi.

- Incluso mi abuela puede enviar un mensaje.
- Hasta mi abuela puede mandar un SMS.

Büyükannem bile bir mesaj gönderebilir.

Mi abuela estaba rodeada de gente,

etrafı insanlarla çevrilmişti.

El chico visita a su abuela.

Çocuk anneannesini ziyaret eder.

Mi abuela tiene miedo de caer.

Büyükannem düşmekten korkuyor.

Mary es la abuela de Tom.

Mary Tom'un büyükannesidir.

Mi abuela se operó en Alemania.

Anneannem Almanya'da ameliyat oldu.

Mi abuela vive en el campo.

- Büyükannem köyde yaşıyor.
- Anneannem köyde yaşıyor.
- Babaannem köyde yaşıyor.

Soy muy amado por mi abuela.

Büyükannem tarafından oldukça sevilirim.

Mi abuela puede andar en moto.

- Büyükannem motosiklet sürebiliyor.
- Anneannem motosiklet kullanabiliyor.
- Babaannem motosiklet sürebiliyor.

Mi abuela materna ha cumplido cien.

Babamın tarafından anneannem yüz yaşına girdi.

Mi abuela vive por sí sola.

Büyükannem tek başına yaşıyor.

Tu abuela es una dama encantadora.

- Büyükanneniz çok hoş bir hanım.
- Anneanneniz çok hoş bir bayan.

Mi abuela materna vive en Osaka.

- Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.
- Anneannem Osaka'da yaşıyor.

- A la niña la llamaron Sofía como su abuela.
- Le pusieron Sofía por su abuela.

Çocuğa büyükannesinin anısına Sophia adı verildi.

- Estoy visitando a mi abuela en el hospital.
- Visito a mi abuela en el hospital.

Büyükannemi hastanede ziyaret ediyorum.

- Hasta mi abuela puede mandar un SMS.
- Hasta mi abuela sabe enviar mensajes por el móvil.

Büyükannem bile SMS gönderebilir.

La abuela no sabía que era gay,

Eşcinsel olduğumu bilmiyordu.

Mi abuela solo puede comer comida blanda.

Büyükannem sadece yumuşak gıdaları yiyebilir.

La abuela de Tom parece estar sana.

Tom'un büyükannesi sağlıklı görünüyor.

Son los dientes postizos de mi abuela.

O, anneannemin takma dişidir.

El bebé fue cuidado por su abuela.

Bebeğe büyükannesi tarafından bakıldı.

Yo visité la casa de mi abuela.

Ben büyükannemin evini ziyaret ettim.

Le pusieron el nombre de su abuela.

Ona büyükannesinin adı verildi.

Ella se parece enormemente a su abuela.

Son derece büyükannesine benzer.

Mi abuela nos dejó una gran fortuna.

Büyükannem bize büyük bir servet bıraktı.

Mi abuela me hizo un nuevo vestido.

Büyükannem bana yeni bir elbise yaptı.

Ella se llevará bien con mi abuela.

O, büyükannemle anlaşacak.

A la abuela le gusta ver televisión.

- Büyükannem TV izlemeyi seviyor.
- Büyükanne televizyon izlemekten hoşlanır.

La abuela de Tom murió de salmonella.

Tom'un büyükannesi salmonelladan öldü.

Solo tengo una fotografía de mi abuela.

Elimde ninemin sadece bir resmi var.

Voy a la casa de mi abuela.

Ben büyükannemlere gidiyorum.

Estoy colgando una foto de mi abuela.

Büyükannemin bir resmini asıyorum.

Hoy es el cumpleaños de mi abuela.

Bugün ninemin doğum günü.

Mi abuela sale a pasear de noche.

Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.

Mi hermana se parece a mi abuela.

Kız kardeşim anneanneme benzer.

Mi abuela es una persona muy independiente.

- Büyükannem başına buyruk birisidir.
- Anneannem bildiğini okuyan biridir.

Tengo un vago recuerdo de mi abuela.

Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum.

Estos pendientes me los regaló mi abuela.

Büyükannem bana bu kolyeleri verdi.

Ésta es una foto de mi abuela.

- Bu büyükannemin bir resmi.
- Anneannemin bir resmi bu.

Yo obtuve estos aretes de mi abuela.

- Bu küpeleri büyükannemden aldım.
- Bu küpeleri anneannemden almıştım.

- Mi abuela vivió hasta los noventa y cinco años.
- Mi abuela vivió hasta los noventa y cinco.

Büyükannem doksan beş yaşına kadar yaşadı.

- Estoy colgando una foto de mi abuela.
- Estoy colgando en la pared una foto de mi abuela.

- Duvarımda büyükannemin bir resmi asılı.
- Duvarımda anneannemin bir fotoğrafı asılıdır.

- La abuela de ella vivió hasta los 88 años.
- Su abuela vivió hasta los ochenta y ocho años.

Büyükannesi seksen sekiz yaşına kadar yaşadı.

Y su abuela, la cual provee el sustento.

ve günlük ücret kazanan büyük annesi tarafından büyütülüyor.

El año anterior a que mi abuela falleciera,

Büyükannem ölmeden bir yıl kadar önce,

Mi abuela nunca cambió su estilo de vida.

Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.

A mi hermano menor lo crió nuestra abuela.

En küçük erkek kardeşim büyükannemiz tarafından yetiştirildi.

La abuela nos mandó una caja de manzanas.

Büyükannem bize bir kutu elma gönderdi.

A mi abuela le gusta ver la televisión.

- Büyükannem televizyon izlemeyi seviyor.
- Anneannem televizyona bakmayı sever.
- Babaannem TV izlemeyi sever.

Tom le preguntó a Mary por su abuela.

Tom, Mary'ye büyükannesini sordu.

La enfermera de mi abuela es muy amable.

- Büyükannemin hemşiresi çok nazik.
- Anneannemin bakıcısı çok naziktir.
- Babaannemin bakıcısı çok kibardır.

Mi abuela tenía una receta deliciosa de bacalao.

Anneannemin leziz bir morinalı yemek tarifi vardı.

El paraguas rojo le recordó a su abuela.

Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı.

Mi abuela se puso enferma la semana pasada.

Büyükannem geçen hafta hasta oldu.

"¿Dónde está la abuela?" "Durmiendo en el sillón."

"Büyükanne nerede?" "Kanepede uyuyor."

Encontramos una receta de galletitas de la abuela.

Büyükannemin kurabiyesi için bir tarife bulduk.

A mi abuela le gusta viajar en tren.

Büyükannem tren ile seyahat etmeyi sever.

La abuela corta el césped en el jardín.

Büyükanne, bahçedeki çimi biçer.

Tom y su abuela fueron a la librería.

Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti.

Mi abuela no puede oír nada en absoluto.

Anneannemin kulakları hiç duymuyor.

¿Por qué robaste las joyas de tu abuela?

- Neden büyükannenin takılarını çaldın?
- Neden anneannenin mücevherlerini çaldın?

Se reduce a algo que mi abuela solía decir.

büyükannemin hep söylediği bir söze geliyoruz.

Mi abuela quería ser enterrada ¡de vuelta en casa!

Anneannem memleketinde gömülmek istedi.

La mujer sentada en el sofá es mi abuela.

Divan üzerinde oturan kadın benim büyükannem.

Le regalaré a la abuela una camisa por Navidad.

Noel için nineme bir gömlek vereceğim.

Compro flores porque visitaré a mi abuela esta noche.

Çiçekleri satın aldım çünkü bu akşam büyükannemi ziyaret edeceğim.

Mi abuela cuida a los niños durante el día.

Anneannem gündüzleri çocuklara bakıyor.

Todos los domingos, él pasa tiempo con su abuela.

O, her pazar büyükannesiyle zaman geçirir.