Examples of using "Trataron" in a sentence and their turkish translations:
Mahkumlar kaçmaya çalışıyordu.
Telefonda onun hakkında konuştular.
bir durumda bulunduysanız
Bütün halk bahçelerini satmaya çalıştılar
Onların hepsi zamanında konuşmaya çalıştı.
Bana çocuk muamelesi yaptılar.
Avrupalılar kabileyi uygarlaştırmaya çalıştı.
Boş yere tanığa rüşvet vermeye yeltendiler.
Romalılar eski İngilizleri medenileştirmeye çalıştı.
Hayranlar aktörlerin ellerini sıkmaya çalıştı.
Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştılar.
Birini argümanlarla, sebeplerle bir şeye ikna etmeye çalıştıysanız
Bana çocuk gibi davrandın.
Bir çoğu ağır zırhları içinde yüzerek kaçmaya çalışıyor umutsuzca.