Translation of "Tiempos" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Tiempos" in a sentence and their turkish translations:

- Me acuerdo de aquellos tiempos.
- Recuerdo aquellos tiempos.

Ben o zamanları hatırlıyorum.

Pasamos buenos tiempos.

Biz biraz iyi vakit geçirdik.

Los tiempos cambian.

- Zamanlar değişiyor.
- Devir değişiyor.

Son tiempos difíciles.

Bunlar kötü zamanlar.

Eran tiempos felices.

Onlar mutlu zamanlardı.

Son tiempos duros.

- Zamanlar dayanıklıdır.
- Devir kötü.

Eran tiempos peligrosos.

O, tehlikeli bir zamandı.

¡Qué tiempos aquellos!

Onlar iyi zamanlardı!

En tiempos de abundancia, recuerda los tiempos de hambruna.

Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla.

Los tiempos han cambiado.

Zaman değişti.

Los tiempos eran duros.

Zamanlar zordu.

Estamos viviendo tiempos difíciles.

Bunlar zor zamanlar.

Se vaticinan tiempos peores.

Daha kötü zamanlar bekleniyor.

En Egipto, desde aquellos tiempos

Mısır'da bu başlangıçlardan sonra,

tiempos pasados ​​a la playa,

sahildeki geçmiş zamanlar,

tiempos pasados ​​corriendo con otros perros.

başka köpeklerle beraber etrafta beraber koşarak geçen zamanlar.

Y en tiempos de mayor complejidad,

Büyük bir karmaşıklık durumunda,

Aquellos sí que eran buenos tiempos.

Hey gidi günler.

Me recuerda a los buenos viejos tiempos.

O bana eski güzel zamanları hatırlatıyor.

María y Tom experimentan tiempos felices juntos.

Mary ve Tom birlikte mutlu zamanlar yaşadılar.

Quiero hablar de los buenos viejos tiempos.

Eski güzel günler hakkında konuşmak istiyorum.

En aquellos tiempos yo todavía era un estudiante.

O günlerde ben hâlâ bir öğrenciydim.

¡Ah, eso me recuerda a los viejos tiempos!

Ah, o bana eski günleri hatırlatır.

Me gusta hablar de los buenos viejos tiempos.

Eski güzel günler hakkında konuşmak istiyorum.

Los gatos de estos tiempos no comen ratones.

Modern kediler fare yemezler.

Eres el mejor papá de todos los tiempos.

Sen en iyi babasın.

Tom estaba seguro de que venían tiempos mejores.

Tom daha iyi zamanların geleceğinden emindi.

Es el logo más atroz de todos los tiempos.

tüm zamanların en iğrenç logosu.

Pero en los viejos tiempos no encontramos tales enfermedades

ama daha eski çağlar bu tür hastalıklara pek rastlamıyoruz

Ellos vivían en el campo en tiempos de guerra.

Savaş sırasında, onlar kırsal kesimde yaşadılar.

Casi todo es como era en los viejos tiempos.

Neredeyse her şey eski günlerde olduğu gibi.

Tom y María querían hablar sobre los viejos tiempos.

Tom ve Mary eski zamanlar hakkında konuşmak istediler.

¿Cuál es tu película favorita de todos los tiempos?

Tüm zamanların en sevdiğiniz filmi nedir?

¿Quién es el mejor compositor de todos los tiempos?

Tüm zamanların en iyi bestecisi kim?

- A ellos les gusta recordar los viejos tiempos.
- A ellos les gusta rememorar los viejos tiempos.
- A ellos les gusta rememorar.

Onlar hatıralardan söz etmeyi severler.

Es uno de los tabúes más grandes de nuestros tiempos.

Zamanımızın en büyük tabularından biri.

Así que esta es en realidad la proporción de diferentes tiempos

yani bu aslında farklı zamanların bir birine olan orantısı

Un recordatorio para todos de que ahora no corren tiempos normales.

Şu anda normal zamanlarda olmadığımızı herkese hatırlatmak.

Avengers: Endgame, oficialmente la película más taquillera de todos los tiempos.

Avengers: Endgame, bütün zamanların en yüksek hasılatını yapan film oldu.

¡Gracias a mis compañeros, quienes me ayudaron durante los tiempos difíciles!

Zor zamanlarda bana yardımcı olan sınıf arkadaşlarıma teşekkürler!

En aquellos tiempos, solía levantarme a las seis todas las mañanas.

O günlerde her sabah altıda kalkardım.

La Biblia es el mayor best-seller de todos los tiempos.

İncil tüm zamanların büyük best selleridir.

En estos tiempos todo el mundo parece andar falto de dinero.

Bugünlerde herkes parasız gibi görünüyor.

Leemos para perdernos, para olvidar los tiempos difíciles en los que vivimos,

Kaybolmak, yaşadığımız zor zamanları unutmak

De nuevo los nombres de la ciudad se mostraban como viejos tiempos

yine şehrin isimleri eski dönemi eski olarak gösterildi

En esos tiempos la gente ya sabía que la Tierra es redonda.

O günlerde insanlar zaten dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlardı.

La ballena azul es el animal más grande de todos los tiempos.

Mavi balina bütün zamanların en büyük hayvanıdır.

Fue el comienzo de uno de los mayores robos de todos los tiempos.

Bu, şimdiye kadarki en büyük soygun alemlerinden birinin başlangıcıydı.

El reloj es un fenómeno que podemos dividir los tiempos según la posición del sol.

Saat güneşin konumuna göre bizim süreleri bölebildiğimiz bir olgudur

Álbumes de jazz de todos los tiempos, este puso a John Coltrane como una leyenda entre

Caz albümlerinden bir tanesi kabul ediliyor; John Coltrane'in

¡Es irónico que uno de los países más colonialistas de todos los tiempos, acuse a Buenos Aires de colonialismo!

Öyle ironik ki, tüm zamanların en sömürgeci ülkelerden biri, Buenos Aires'i sömürgeci olmakla suçluyor.

No te preocupes, hoy en día la cirugía plástica es mucho mejor que en los tiempos del Dr. Frankenstein.

Endişelenmeyin, günümüzün kozmetik cerrahisi, Doktor Frankenstein'ın günlerinde olduğundan çok daha iyidir.

En tiempos difíciles, las personas pueden no hacer un viaje, pero pueden estar dispuestas a pagar extra por un buen café.

Zor zamanlarda, insanlar geziye gitmek istemeyebilir fakat iyi kahve için fazla ödemeye istekli olabilirler.

- "Jingle Bells," la popular canción en tiempos navideños, en realidad no es una canción navideña. La letra no dice nada sobre navidad.
- "Jingle Bells", la famosa canción navideña, en realidad no tiene nada de navideña. El texto no hace mención alguna de la Navidad.

"Jingle Bells," Noel zamanı yaklaştığında popüler bir şarkı, aslında bir Noel şarkısı değildir. Sözleri Noel hakkında bir şey söylemiyor.