Translation of "Talento" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Talento" in a sentence and their turkish translations:

- Admiro su talento.
- Admiro tu talento.
- Admiro vuestro talento.

Ben senin yeteneğine hayranım.

Tienes talento.

Sen yeteneklisin.

Apreciamos su talento.

Biz onun yeteneğini takdir ediyoruz.

Admiro su talento.

Ben onun yeteneğine hayranım.

Tom tiene talento.

Tom'un yeteneği var.

Admiro tu talento.

Yeteneğine hayranım.

Admiro vuestro talento.

Sizlerin yeteneğine hayranım.

¡Tienes tanto talento!

Çok yeteneklisin.

- Tom tiene talento como actor.
- Tom tiene talento para actuar.

Tom'un oyunculuk için bir yeteneği var.

Tom tiene mucho talento.

Tom'un bir sürü yeteneği var.

Su talento es asombroso.

Onun yeteneği şaşırtıcıdır.

Él tiene talento literario.

Onun biraz edebi yeteneği var.

- Es un administrador con talento.
- Él es un administrador con talento.

O yetenekli bir yöneticidir.

Siento admiración por su talento.

Onun yeteneğine hayranım.

Tom tiene un talento natural.

Tom'un doğal bir yeteneği var.

Tiene talento para el dibujo.

Onun çizim için bir yeteneği var.

No podemos evitar admirar su talento.

Bizim onun yeteneğine hayran olmamamız elimizde değil.

No todos nacemos con talento musical.

Hiçbirimiz müzik yeteneği ile doğmuyoruz.

Ella tiene un extraordinario talento musical.

Onun müzikte olağanüstü bir yeteneği var.

Él está celoso de su talento.

O, onun yeteneğini kıskanıyor.

Siempre me ha impresionado tu talento.

Ben her zaman yeteneklerin tarafından etkilendim.

Le falta talento para ser actor.

O, bir aktör olma yeteneğinden yoksundur.

Él tenía talento para la pintura.

Onun resim yapmaya yeteneği var.

No puedo evitar admirar su talento.

Onun yeteneğine hayran olmamak elimde değil.

Tom tiene un talento musical único.

Tom'un eşsiz müzik yetenekleri var.

Pero su talento les abrirá un lugar.

Ama yeteneğin sana bir yer açar.

Tom tiene talento para la pintura moderna.

Tom'un modern resme yeteneği var.

No tiene talento para ser un profesor.

O bir öğretmen olma yeteneğine sahip değil.

Es una artista que tiene mucho talento.

O çok yetenekli bir sanatçı.

- Es muy talentoso.
- Él tiene mucho talento.

O çok yetenekli.

En pocas palabras: le falta talento musical.

Kısaca anlatmak gerekirse, onun müzik yeteneği yok.

Pudimos haber subestimado el talento de Tom.

Tom'un yeteneğini hafife almış olabiliriz.

Lo cual tenía sentido porque tenía mucho talento,

ve bu mantıklıydı çünkü çok yetenekliydi.

El pianista está dotado de un talento extraordinario.

Piyanistin sıradışı bir yeteneği var.

Su talento la llevó a lo más alto.

Yeteneği onu zirveye taşıdı.

Él tiene un talento excepcional para la música.

Onun müzik için olağanüstü bir yeteneği var.

Tengo plena confianza en Tom y su talento.

Tom'a ve yeteneklerine tam güvenim var.

John tiene un talento innato para el tenis.

John'un tenise doğal bir kabiliyeti var.

Jugar ajedrez requiere un cierto grado de talento.

Satranç oynama bir miktar yetenek gerektirir.

Tom admira el talento para cantar de Mary.

Tom, Mary'nin şarkı söyleme yeteneğine hayran.

El talento musical suele florecer a una temprana edad.

Müzikal yetenek genellikle erken yaşlarda verimli olur.

El talento para la música corre por sus venas.

Müzik için yetenek onların kanında akar.

El autor no demuestra mucho talento en su libro.

Yazar kendi kitabında çok yetenek göstermez.

Él no estaba para nada sorprendido por su talento.

O, onun yeteneğine hiç şaşırmadı.

A la niña le faltaba talento para la música.

Kız müzikal yetenekten yoksundu.

- Tengo muchas habilidades.
- Tengo mucho talento.
- Tengo mucha destreza.

Pek çok yeteneklerim var.

Nadie estaba consciente de su talento para la literatura.

Hiç kimse onun edebi yeteneğinin farkında değil.

Cuando se trata de música, no tengo talento para eso.

Müziğe gelince benim bunun için hiçbir kulağım yok.

Él es el único de mis amigos que tiene talento.

O benim arkadaşlarımdan yetenekli olan tek kişidir.

El trabajo es para las personas que no tienen talento.

Çalışmak, yeteneksiz insanlar içindir.

Con tu talento, deberías ser capaz de conseguir mucho dinero.

Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin.

Un genio es una persona con un extraordinario talento creativo.

Bir deha olağanüstü yaratıcılık yeteneklerine sahip bir kişidir.

En Kabuki no solo cuenta el talento sino también la herencia.

Kabukide sadece yetenek değil aynı zamanda kalıtım da önemlidir.

No hay dudas de que Tom tiene confianza en su talento.

Tom'un kesinlikle yeteneğine güveni var.

Pero su talento para pintar desde joven lo llevaría a otros lugares

Ama küçük yaştan itibaren resime olan yeteneği onu başka yerelere taşıyacaktı

El autor revela un gran talento en la creación de los personajes.

Yazar, karakterlerinin yaratılmasında büyük bir yetenek gösteriyor.

- Mary es una mujer con mucho talento.
- Mary es una mujer muy talentosa.

Mary çok yetenekli bir kadındır.

Ney se apresuró a reconocer su talento, le dio un trabajo como ayudante de campo y ayudó

Ney yeteneğini fark etmekte hızlı davrandı, ona yardımcısı olarak bir iş verdi

- ¡Me muero de hambre!
- ¡Tengo mucha hambre!
- ¡Estoy muerto de hambre!
- Tengo más hambre que Dios talento.
- Tengo más hambre que Carpanta.

Ben açlıktan ölüyorum.