Examples of using "Roca" in a sentence and their turkish translations:
O, kafasını bir kayaya çarptı.
Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.
O kayanın üzerine basma. O düşecek.
O, kayaya tırmanıyor.
Uzaktan bakıldığında, kaya insan yüzü gibi görünüyordu.
turuncuyla parlayan
Şu bloğun çevresine. Kaskımızı takalım.
Vay canına, kayanın burası çok kayganmış.
Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağıya ineceğim
Tamam, bu halatı kayaya dolayıp aşağı ineceğim
Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağı ineceğim
Damlayan su taşı deler.
Bu bir kaya değil. Bir maden.
Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağı ineceğim
Pekâlâ, bu halatı kullanıp şu kayaya bağlayacağım
Buzun altında ana kayalar olur.
Kayanın üzerinde yeşil ve sümüksü bir şey vardı.
Mağarada gördüğüm kaya devasaydı.
Belki de tasması bir kayaya falan takılmıştır.
Bir kayaya tırmanıp sudan çıktı.
ama halatı bağlamak için bulabildiğim en büyük kaya bu.
Vücudunu kaya gibi görünen tuhaf bir pozisyona sokuyor.
Uzaktan bakıldığında, büyük kaya eski bir kale gibi görünüyor.
Ne kadar çok denersem deneyeyim o kayaya kadar yüzemiyorum.
Biz bir taşa çok benzeyen bir tür zehirli kurbağa inceliyoruz.
Burada sığınak yapabileceğim tek şey ıslak çalılar, yosun ve taşlar.
Sonra sabit durmak istedim ve bir kayaya tutundum.
Yerde bir kaya var.
Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.
Ve bu höyüğün merkezinde, az çok bir çocuk eli büyüklüğünde,
Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni
Ya da şu büyük kayalıkların altında kendimize gölge bir yer arayabilir
O, kaya kadar sertti.
Bu tür inişlerde halatı sivri kayalıklardan koruyacak bir şey yapmak istersiniz.
En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.
O, kaya gibi sertti.
Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
O, kaya gibi sertti.