Translation of "Lentamente" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Lentamente" in a sentence and their turkish translations:

Camina lentamente.

Yavaş yavaş yürüyün.

Trabajad lentamente.

Yavaş yavaş çalış.

Conduce lentamente.

Yavaş yavaş sür.

¡Hable lentamente!

Yavaş konuş!

Avanzaron lentamente.

Yavaş yavaş ilerliyorlardı.

Camine lentamente.

Yavaş yavaş yürüyün.

Hazlo lentamente.

Sadece onu yavaş yavaş götürün.

Como lentamente.

- Yavaşça yerim.
- Ben yavaş yerim.

Progresan lentamente disolviéndose.

yine yavaş yavaş çözülerek ilerliyorlar.

Fue retroceder lentamente.

yavaşça uzaklaşmamı söyledi.

Estaba muriendo lentamente

Yavaşça hayatını kaybediyor

Ella avanzó lentamente.

O, yavaşça ilerledi.

Tom lee lentamente.

Tom yavaş yavaş okur.

Tom habla lentamente.

Tom yavaş yavaş konuşur.

Tom camina lentamente.

Tom yavaş bir yürüyücü.

Y progresa muy lentamente

ve çok yavaş bir şekilde ilerliyor

Lentamente terminó la carrera.

- Yarışı yavaşça bitirdi.
- Yarışı yavaş yavaş bitirdi.

Su corazón latía lentamente.

Onun kalbi yavaş atıyordu.

El está lentamente alcanzándole.

O yavaşça yetişiyor.

Tom camina muy lentamente.

Tom çok yavaş yürür.

Abrí lentamente la puerta.

Kapıyı yavaşça açtım.

Para relajarte, respira lentamente.

Rahatlamak için, yavaş yavaş nefes alın.

Lentamente vienen las ideas.

Fikirler yavaş yavaş gelir.

La economía progresaba lentamente.

Ekonomi yavaş yavaş ilerledi.

El globo ascendió lentamente.

- Balon yavaşça yükseldi.
- Balon yavaşça havalandı.

La niña caminó lentamente.

Kız yavaşça yürüdü.

Muy, pero que muy lentamente.

çok ama çok yavaş bir şekilde.

La puerta se abrió lentamente.

Kapı yavaşça açıldı.

Los hombres ciegos caminaron lentamente.

Kör adam yavaşça yürüdü.

Ella cerró los ojos lentamente.

Yavaşça gözlerini kapadı.

Ella cerró lentamente su diario.

O, günlüğünü yavaşça kapattı.

Él condujo lentamente cuesta arriba.

O, tepeye doğru yavaşça sürdü.

Mi paciencia se agotaba lentamente.

Sabrım yavaş yavaş sona eriyor.

Caminábamos lentamente por el camino.

Biz yol boyunca yavaşça yürüdük.

Tom se está recuperando lentamente.

Tom yavaş yavaş iyileşiyor.

Él levantó lentamente la pistola.

O, yavaşça silahı kaldırdı.

Libros destinados a ser leídos lentamente,

kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir,

Estoy ingresando lentamente nuestra información técnica

teknik bilgilerimize yavaş yavaş giriyorum

- Tom camina lentamente.
- Tom camina despacio.

Tom yavaşça yürür.

Ella se alejó lentamente de mí.

O, yavaşça benden uzaklaştı.

- Despacio, por favor.
- Lentamente, por favor.

Yavaşça, lütfen.

Él caminaba lentamente por la calle.

O, caddeden aşağıya yavaşça yürüyordu.

- Tom traduce despacio.
- Tom traduce lentamente.

Tom yavaş çeviri yapar.

Él es conocido por actuar lentamente.

Onun halsiz göründüğü bilinmektedir.

Tom habla más lentamente que Bill.

Tom Bill'den daha yavaş konuşur.

Caminando muy lentamente con su bastón.

ve bastonuyla oldukça yavaştı.

Y así, la roca se aleja lentamente.

Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.

Y, al mismo tiempo, se aleja lentamente.

Ve aynı zamanda yavaşça uzaklaşıyor.

Hablar lentamente es típico de ese hombre.

Yavaş konuşma o adamın özelliğidir.

El río fluye lentamente hacia el mar.

Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.

El ejército avanzó lentamente por el río.

Ordu nehir boyunca yavaşça ilerledi.

Ella lentamente desapareció en el nebuloso bosque.

Sisli ormanda yavaşça gözden kayboldu.

Lentamente, empiezas a preocuparte por todos los animales.

Yavaş yavaş tüm hayvanları önemsemeye başlıyorsun.

Él lentamente se tomó a sorbos su café.

O, yavaşça sıcak kahveyi yudumladı.

Sus ojos se acostumbraron lentamente a la oscuridad.

Gözleri yavaş yavaş karanlığa alıştı.

Y leí lentamente para recordar a El gigante egoísta,

Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını

- Ese plan avanza muy despacio.
- Este proyecto progresa lentamente.

O proje yavaş yavaş ilerliyor.

Anduvo lentamente de forma que los niños pudieran seguirlo.

O, çocuklar izleyebilsin diye yavaşça yürüdü.

El Fantasma lentamente, con gravedad, en silencio, se acercó.

Hayalet yavaş yavaş, ciddi, sessizce yaklaştı.

Dijo que te había dicho que hablaras más lentamente.

Sana daha yavaş konuşmanı söylemiş olduğunu söyledi.

A veces, las cosas en la Tierra se mueven lentamente.

Dünya'da bazen bazı şeyler yavaş hareket edebilir.

Y luego, dos de esos brazos se mueven lentamente debajo,

Sonra, alttaki kollardan iki tanesi yavaşça hareket ediyor.

Es como ser detective. Y lentamente reúnes todas tus pistas.

Dedektiflik gibi. Tüm ipuçlarını yavaşça topluyorsun.

Una caravana de cincuenta camellos avanzaba lentamente por el desierto.

- Elli develi bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerliyordu.
- Elli tane deveden oluşan bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerledi.

Le dijeron que se levantase, y él lo hizo lentamente.

Onun ayağa kalkması söylendi ve o çok yavaş yaptı.

Lo estabas tomando lentamente y avanzando un paso a la vez.

Küçük adımlarla yavaş yavaş ilerliyordun.

Una tina de fluido digestivo que, lentamente, disolverá a su presa.

Avını usulca eritecek sindirim sıvılarıyla dolu bir fıçı.

Mientras el monje rezaba en la iglesia, la gente entraba lentamente.

Rahip kilisede dua ederken insanlar ağır ağır içeri giriyorlardı.

Las vacas se movían muy lentamente a través del largo pasto verde.

İnekler; uzun, yeşil çimenlerin arasından çok yavaşça hareket ediyorlardı.

- Ella empezó de poco a poco a entender.
- Lentamente comenzó a entenderlo.

Yavaş yavaş anlamaya başladı.

Disciplinados y organizados, ellos lentamente logran cambiar el rumbo por mera fuerza bruta.

Disiplinli ve iyi organize olmuş durumdalar, yavaşça savaşın çizgisini kaba kuvvetle çevirmek üzereler.

Aunque el doctor hacía todo lo que podía, el paciente se recuperaba solo lentamente.

Doktor elinden geleni yapmasına rağmen hastanın iyileşmesi yavaş gerçekleşti.

Hay habilidades que se desarrollan rápidamente y otras que lo hacen lentamente, ¿no crees?

Hızla ve yavaşça gelişen yetenekler vardır, değil mi?

Si te encuentras en arenas movedizas te hundirás más lentamente si no te mueves.

Kendinizi kayan kumda bulduğunuzda, hareket etmezseniz daha yavaş batarsınız.

Cuando la muerte se aproxima, todo lo que puedes hacer es masticar tus uñas lentamente.

Ölüm yaklaştığında, yapabileceğiniz bütün şey yavaş yavaş tırnaklarınızı çiğnemektir.

A la que no le gusta que la molesten. Las poblaciones de rinocerontes negros aumentan lentamente.

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

Con el sol que se fortalece, comienza una nueva vida y las dificultades se olvidan lentamente.

Güneşin güçlenmesiyle... ...yeni yaşamlar başlar ve zorluklar yavaş yavaş unutulur.