Translation of "Robo" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Robo" in a sentence and their turkish translations:

Yo no robo.

Ben çalmam.

Querría denunciar un robo.

- Bir hırsızlığı rapor etmek istiyorum.
- Bir hırsızı ihbar etmek istiyorum.

¿Cómo denuncio un robo?

Bir hırsızlığı nasıl rapor ederim?

Fue acusado de robo.

O hırsızlıkla suçlandı.

Ha habido un robo.

Bir hırsızlık olmuş.

Tom fue arrestado por robo.

Tom hırsızlıktan tutuklandı.

La propiedad es un robo.

Mülkiyet hırsızlıktır.

Quiero que parezca un robo.

Onun bir soygun gibi görünmesini istiyorum.

Tom cumplió condena por robo.

Tom hırsızlık için hapse girdi.

Él es sospechoso de robo.

O, hırsızlık şüphesi altında.

Él es culpable de robo.

O, hırsızlıktan suçludur.

El hombre fue acusado de robo.

Adam hırsızlıkla suçlandı.

Tom fue herido en un robo.

Tom bir soygunda yaralandı.

Él fue herido en un robo.

O bir soygunda yaralandı.

La policía le detuvo por robo.

Polisler onları hırsızlık için tutukladı.

Este hombre fue denunciado por robo.

Bu adam hırsızlıkla suçlandı.

Al llegar a casa descubrí el robo.

O eve gittiğinde hırsızlığı keşfetti.

Él fue denunciado por robo y lesiones.

Saldırı ve darptan suçlandı.

Fue castigado por el robo del dinero.

O; para çaldığı için cezalandırıldı.

Le enviaron a la cárcel por el robo.

O soygun nedeniyle hapse gönderildi.

Él fue enviado a prisión por robo armado.

Silahlı soygundan dolayı hapse gönderildi.

Hacer cosas como truco robo de chatarra tres papeles

hile hurda soygun üç kağıt gibi şeyler oluyor mu

Esta vez muestra la misma lucha en su robo.

Bu sefer aynı mücadeleyi çalınmasında gösteriyor

Tom no tuvo nada que ver con el robo.

Tom'un soygun ile ilgisi yoktu.

Está cumpliendo una sentencia de tres años por robo.

O, hırsızlık için üç yıllık hapis cezasını çekiyor.

- El robo tiene que haber sido hecho por alguien desde dentro.
- El robo tiene que haberse hecho por alguien de dentro.
- El robo tiene que haberse hecho por alguien de dentro de la empresa.

Hırsızlık içeriden destekli olmalı.

- Ella es culpable de robar.
- Ella es culpable de robo.

O, çalmaktan suçludur.

¡¿Qué?! ¿3.000 yenes por esta camiseta? ¡Esto es un robo!

Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Bu bir soygun!

- Acusó al hombre de haber robado.
- Acusó al hombre de robo.

O adamı çalmakla suçladı.

Documentos relacionados a su vida privada fueron extraídos en el robo.

Onun özel hayatına ilişkin belgeler soygunda çalındı.

- Tom acusó al trabajador de robar.
- Tom acusó al empleado de robo.

Tom işçiyi hırsızlıkla suçladı.