Translation of "Raramente" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Raramente" in a sentence and their turkish translations:

Raramente lo veo.

Ben onu nadiren görüyorum.

Raramente van allí.

Onlar nadiren oraya gider.

Un asesino raramente visto

Nadiren görülebilen bir suikastçı.

Este reloj raramente suena.

Bu saat nadiren çalar.

Raramente salgo los lunes.

Ben pazartesi günü nadiren dışarı çıkarım.

Raramente vista, mucho menos filmada,

Filme almak şöyle dursun, nadiren görülen...

Con algo que ven muy raramente:

neredeyse hiç görmedikleri bir şeyle karşılaştırıyoruz:

Raramente va él a la iglesia.

O nadiren kiliseye gider.

Las reuniones raramente comienzan a la hora prevista.

Toplantımız nadiren zamanında başlar.

Él raramente, si alguna vez, va al cine.

- O, nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.
- Nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.

Nunca miento... Nunca, o al menos muy raramente.

Ben asla yalan söylemem.. asla ya da en azından çok nadir.

Una nueva tecnología nos permite revelar criaturas raramente vistas

...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...

Vivo cerca de su casa, pero raramente la veo.

Onun evinin yanında oturuyorum fakat onu nadir görüyorum.

El suicidio es complejo y raramente se atribuye a un solo factor.

İntihar karmaşıktır ve nadiren tek bir etkene bağlanabilir.