Examples of using "Iglesia" in a sentence and their turkish translations:
bu kilise Ortodoks kilisesi
O bir kilise.
Burada bir kilise vardı.
Tom kiliseye gider mi?
veya kilisenize ulaşın,
Kilisenin yanından geçelim.
Bir kiliseyi ziyaret edebilir miyim?
O bir kilise.
Kiliseye gidiyorum.
Kiliseye gider misin?
Ona kilisede rastladım.
Roma Katolik Kilisesi'nde,
O, tipik bir Gotik Kilisesidir.
Kilise 1173 yılına kadar uzanmaktadır.
- Kilisedeydim.
- Kiliseye gitmiştim.
Kiliseye birlikte gideriz.
O kiliseye gitmez.
Pua kilisede şarkı söyler.
Pua kilisede şarkı söyledi.
Biz kilisede tanıştık.
Kiliseye gittik.
Şimdi kiliseye gideceğim.
Kiliseye gitmem.
Bu kilise kaç yıllık?
O kilise kaç yıllık?
Her pazar kiliseye giderim.
Kilise için bağış topluyorlar.
Her pazar kiliseye gider.
Ben kırk yılda bir kez kiliseye giderim.
Ayasofya kilise olsun
En yakın kilise nerede?
Onlar pazar günü kiliseye giderler.
Pazar günleri kiliseye giderim.
Kilisiye nadiren gider.
Kilisenin üstünde bir uçak var.
Ben herhangi bir kiliseye girmedim.
Ben araba ile kiliseye giderim.
Pazar günü kiliseye giderim.
Bu sabah kiliseye gittim.
Anne babam kiliseyi bıraktılar.
Onun kilisede olduğunu biliyor musun?
Neredeyse hiç kiliseye gitmem.
Pua kilisede şarkı söylüyor.
Onunla birlikte kiliseye gittim.
Kilise çanlarını duyduk.
Bu kilise 12. yüzyıldan kalmadır.
O nadiren kiliseye gider.
Kilisede terbiyeli olmak zorundasın.
Ben sık sık kiliseye gitmem.
Burada bir zamanlar bir kilise vardı.
Bu akşam kiliseye gidiyoruz.
Aslında hiç kiliseye gitmezdi.
ve Braşovdaki anıtsal Siyah Kilise'yi yakma girişiminde bulunur.
Evimin arkasında bir kilise var.
Kilise çanları çalıyor.
Bir kilisede genellikle org bulunur.
Evimin yanında bir kilise var.
- Kilise bir tepenin üzerinde duruyor.
- Kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.
Kilise, Gothic tarzında inşâ edilmiş.
Caddenin karşı tarafında bir kilise vardır.
Bu kasabada eski bir kilise var.
Ben kilise ile ilgili fotoğraflarınızı sevdim.
O şu anda kilisededir.
Her gün kiliseye giderim.
Cüzdanımı kilisede unuttum.
Tom, kiliseye gitmemizi istiyor.
Tom bizim kilisede org çalıyor.
Kilise köyün ortasındadır.
Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?
O kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.
Kartpostalda bir kilise görebilirsin.
- Yarın kiliseye gitmeliyim.
- Yarın kiliseye gitmem gerekiyor.
- Yarın kiliseye gitmek zorundayım.
Her pazar kiliseye giderim.
Pua kilisede şarkı söyleyecek.
Rahip yeni yapılan kiliseyi kutsadı.
Orada büyük bir kilise olduğunu biliyorum.
Benim evim kiliseye yakın.
Bugün kiliseye gitmek istemiyorum.
Kilise ibadet edilen bir yerdir.
O elbette kiliseye gelecek.
Katolik kilisesi boşanmaya karşıdır.
Birçok Japon kilisede evlendi.
Her gün o kilisenin önünden geçerim.
Tom Mary ile birlikte kiliseye gitti.
Sonra kiliseyi yoksullarla buluşturuyoruz.
Mary kilise korosunda şarkı söylüyor.