Examples of using "Protege" in a sentence and their turkish translations:
Bu köpek bizi korur.
ve bu kırılgan ekosistemi koruyor.
atmosfer bizi zaten koruyor
Ve o virüsten korunun
Bilinçsiz insanları da koruyun
Papayı İsviçreli Muhafızlar korur.
Bu ilaç gribe karşı korumaz.
yaşamın tamamı beslenmiş, korunmuş ve tutulmuş.
dünyayı çevreleyen ve koruyan bir atmosfer var
düşmanlardan korur deyim yerindeyse gözü gibi bakar
Tanrı beni rüzgarlara ve fırtınalara karşı korur.
Dragnet gözetimi ise ikisini de korumuyor.
Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.
Bir saldırı varsa bu genellikle yavrusunu koruyan bir annenin tepkisidir.
dünyanın boyutu ile bizi koruduğu evrene kıyasla
yani oort bulutu güneş sistemini koruyan bir yapı değil
sendika işçinin hakkını koruyan bir kurum olmuştu