Translation of "Guardia" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Guardia" in a sentence and their turkish translations:

La Guardia Imperial.

son, mahkum saldırısına önderlik etti

¿Quién está de guardia?

Kimler görevde?

No bajes la guardia.

- Tedbiri elden bırakma.
- Gardını düşürme.
- Tedbiri elden bırakmayın.

Hay un guardia afuera.

- Bir koruma dışarıda.
- Bir bekçi dışarıda.
- Dışarıda bir gardiyan var.

El policía está de guardia.

Polis memuru görevde.

Está noche está de guardia.

O, bu gece gece görevindedir.

¿Quién está de guardia hoy?

Bugün kim görevde?

Me cogió con la guardia baja.

O beni gafil avladı.

- Permaneceremos vigilantes.
- No bajaremos la guardia.

Biz tedbirli olmaya devam edeceğiz.

La guardia suiza protege al Papa.

Papayı İsviçreli Muhafızlar korur.

Estoy de guardia en el hospital.

Hastanede nöbetteyim.

Y a nadie le gustó ese guardia

ve kimse o bekçiyi sevmiyordu

Tom se disfrazó de guardia de seguridad.

- Tom bir güvenlik görevlisi olarak kimliğini gizledi.
- Tom kendini bir güvenlik görevlisi olarak gizledi.

Vikingos con la guardia baja ... en Stamford Bridge.

Vikingleri hazırlıksız yakaladı .... Stamford Bridge'de.

Él entró en el banco disfrazado de guardia.

O, güvenlik görevlisi kılığında bankaya girdi.

- Estoy de guardia ahora.
- Ahora estoy de servicio.

Şimdi görevdeyim.

Hubo irregularidad, el guardia estaba haciendo cumplir la ley

düzensizlik vardı ortada bekçi ise kanunları uyguluyordu

Él trabaja como guardia de seguridad en un almacén.

Bir depoda güvenlik görevlisi olarak çalışıyor.

Pregunte al guardia dónde está la plaza de Santiago.

St. James Meydanı'nın nerede olduğunu polise sor.

- Llame usted a un guardia.
- Llama a un policía.

Bir polis çağırın.

En este caso, no es un guardia en una torre,

Bu durumda, kuledeki bekçi yerine

Que un observador las comparó con la propia Guardia Imperial.

ki, bir gözlemci onları İmparatorluk Muhafızlarının kendisiyle karşılaştırdı.

Los niños pisaron el césped y el guardia los regañó.

Çocuklar çimi çiğnediler ve bekçi onları azarladı.

La farmacia de guardia está abierta los domingos por la mañana.

Nöbetçi eczane pazar sabahı açıktır.

Era el único guardia en primer plano de la TV, esa noche.

O gece TV'de yakın çekim yapılan tek güvenlik bendim.

Berthier; el rey incluso le otorgó un rango honorífico en su propia guardia.

- hatta kral ona kendi korumasında bir onur rütbesi bile verdi.

Republicano ardiente, se unió a la caballería de la Guardia Nacional de Lyon.

Fransız Devrimi tarafından raydan çıkarıldı .

Príncipe Yaroslav el Sabio ... luego a Constantinopla, donde comandó la Guardia Varangian del

sarayında görev yaptığı Kiev şehrine götürdü … daha sonra Bizans İmparatoru

Entonces Napoleón ordenó avanzar a la Artillería de la Guardia del General Sorbier.

Böylece Napolyon, General Sorbier'in Topçuları koruyun.

Guardia Joven y dirigiendo personalmente una carga de bayoneta en la batalla de Montmirail.

Muhafızlara komuta etti ve kişisel olarak Montmirail Savaşı'nda süngü hücumuna liderlik etti.

La mayoría se sorprende al enterarse que la guardia de la prisión es una mujer.

Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır.

El Archiduque Carlos solo había dejado una pequeña guardia de avanzada para retrasar a los franceses.

Arşidük Charles Fransızları ertelemek için sadece küçük bir artçı birliği bırakmıştı.

También fue nombrado comandante de la Guardia Consular de Napoleón. Pero fue despedido después de que el

. Ayrıca Napolyon'un Konsolosluk Muhafızları'nın komutanlığına atandı. Ancak

Sus recompensas incluían un rango honorario como coronel general de la Guardia Consular, más el mando de las tropas

Ödülleri arasında Konsolosluk Muhafızları'nda Albay Başkonsolos olarak onursal bir rütbe ve ayrıca

Así como uniformes y banderas de la Grande Armée y la Guardia Imperial ... e incluso la batuta de un mariscal.

ayrıca Grande Armée ve İmparatorluk Muhafızlarının üniformaları ve bayrakları… ve hatta bir Maréchal sopası.