Translation of "Negra" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Negra" in a sentence and their turkish translations:

¿No es negra?

Siyah değil mi?

- Él tiene una camisa negra.
- Tiene una camisa negra.

Onun siyah bir gömleği var.

Niña: Porque es negra.

Kız: Çünkü o siyahi.

Esta zona está negra;

Bu bölge tamamen siyah,

Tom practica magia negra.

Tom kara büyü uyguluyor.

- Era negro.
- Era negra.

O siyahtı.

Tiene una suerte negra.

Onun çok kötü şansı var.

"Oh, ¿era una gallina negra?

''Tavuk siyahi miydi?

La flor no es negra.

Çiçek siyah değil.

¿Esa bolsa negra es tuya?

Bu siyah çanta senin mi?

Tom tiene una bicicleta negra.

Tom'un siyah bir bisikleti var.

Tom solo usa ropa negra.

Tom sadece siyah elbiseler giyer.

Él siempre viste ropa negra.

O her zaman siyah renkli kıyafetler giyer.

¿Es tuya esa bolsa negra?

O siyah çanta senin mi?

Él tiene una camisa negra.

Onun siyah bir gömleği var.

- ¿No es negro?
- ¿No es negra?

O, siyah değil mi?

La ropa negra absorbe la luz.

Siyah kumaş ışık emer.

¿Por qué pintaste negra esta muralla?

- Neden bu duvarı siyaha boyadın?
- Neden bu duvarı siyaha boyadınız?

La suegra es la oveja negra.

Kaynana günah keçisidir.

- Una pizarra no tiene que ser necesariamente negra.
- Una pizarra no tiene por qué ser negra.

Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.

- La tarta Selva Negra es un afrodisíaco natural.
- El postre selva negra es un afrodisíaco natural.

Kara Orman pastası doğal bir afrodizyaktır.

Incendiar la monumental iglesia negra de Brasov.

ve Braşovdaki anıtsal Siyah Kilise'yi yakma girişiminde bulunur.

Hay una oveja negra en cada rebaño.

Her toplulukta bir yüz karası vardır.

Había una cubierta negra sobre el libro.

Kitabın üzerinde siyah bir ceket vardı.

Soy la oveja negra de la familia.

Ben ailenin yüz karasıyım.

Incluso una gallina negra pone huevos blancos.

Siyah bir tavuk bile beyaz yumurtalar yumurtlar.

- Compré la bicicleta negra en lugar de la roja.
- Compré la bicicleta negra en vez de la roja.

Kırmızı olanın yerine siyah bisikleti aldım.

Él es la oveja negra de la familia.

O, ailenin yüz karası.

Tom es la oveja negra de la familia.

Tom, ailesinin yüz karasıdır.

El sospechoso es un varón de raza negra.

Şüpheli siyah bir erkek.

Incluso la vaca más negra da leche blanca.

En siyah inek bile sütü sadece beyaz verir.

- El negro es mío.
- La negra es mía.

Siyah olan benimki.

Tom rara vez se pone su camisa negra.

Tom siyah gömleğini nadiren giyer.

Tom tiene puestas unas gafas de montura negra.

Tom siyah çerçeveli gözlük takıyor.

El postre selva negra es un afrodisíaco natural.

Kara Orman keki doğal bir afrodizyaktır.

¡Hay una enorme araña viuda negra en mi habitación!

Odamda büyük bir kara dul örümceği var!

Me gusta más la blusa negra que la azul.

Ben siyah buluzü maviden daha çok severim.

Para demostrarlo, use este spray, que brilla bajo luz negra.

Bunu göstermek için bu, siyah ışık altında parlayan spreyi kullandım.

- ¿No es negro?
- ¿Acaso no es negro?
- ¿No es negra?

O siyah değil mi?

Tom pensó que Mary sabía en dónde comprar pimienta negra.

Tom Mary'nin kara biberi nereden alacağını bildiğini düşündü.

Y para mediar entre el océano azul y la eternidad negra,

ve mavi okyanus ve siyah sonsuzluk arasında bulunur,

Una limusina negra dobló la esquina con un chirrido de neumáticos.

Siyah bir limuzin bir lastik gıcırtısıyla köşeyi döndü.

La mayoría de gente piensa en el cerebro como una caja negra,

Şu an pek çok insan beyni bir kara kutu gibi düşünüyor,

Y cuanto más negra es la noche, más maravillas revelan estas aguas.

Gece ne kadar karanlık olursa... ...bu sular insanı o kadar hayrete düşürüyor.

Dos ardillitas, una blanca y otra negra, vivían en un gran bosque.

İki küçük sincap, bir beyaz sincap ve bir siyah sincap büyük bir ormanda yaşardı.

La tecnología ha abierto nuevas ventanas en la caja negra de nuestra mente.

Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.

Mira, acabamos de hacer el fondo blanco para ti, hicimos la camisa negra

Bak sırf sizin için arka planı beyaz yaptık tişörtü siyah yaptık

Estas son las deudas no pagadas que se le deben a la comunidad negra

Bunlar çalıntı iş gücü için, siyahi topluma borçlu olunan

Pero la tinta negra incita a tu cerebro a proyectar comida en el vacío.

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

- Una pizarra no tiene por qué ser necesariamente negra.
- Las pizarras no son siempre negras.

Yazı Tahtaları her zaman siyah değildir.

Luego una combinación de colores de esta chaqueta negra para pasar a un set de estudio cerca de Londres

ve sonra bu siyah ceketten bir renk eşleşmesi, Londra yakınlarındaki bir stüdyoya

- Quiero un bolígrafo azul, uno rojo y uno negro.
- Quiero una birome azul, una roja y una negra.
- Quiero un lápiz azul, uno rojo y uno negro.

Mavi bir tükenmez kalem, kırmızı ve siyah bir tükenmez kalem istiyorum.