Examples of using "Metal" in a sentence and their turkish translations:
mikroskobik metal parçaları
Asit metali çürüttü.
Kurşun bir metaldir.
Bu metal bir kutu.
- Metal bir masam var.
- Metal bir tablom var.
- Bozuk paralar metaldir.
- Bozuk paralar madenidir.
Bu merdiven metal.
Alüminyum bir metaldir.
Metal kase pahalıdır.
Demir yararlı bir metaldir.
Cıva gerçekten bir metal midir?
Metal soğuyunca büzülür.
Evet, aşağıda kesinlikle metal bir şey var.
Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.
- Demir çok yararlı bir metaldir.
- Demir çok faydalı bir metaldir.
O ahşaptan mı yoksa metalden mi yapılmıştır?
Tom sıcak metali soğuk suya daldırdı.
Favori heavy metal gitaristin kim?
Metal Gear Solid V: Ground Zeroes'in incelemesindeler.
Biz metal, kağıt ve tahtadan tabaklar satarız.
enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?
Şu ağır metal kutuları taşıyacak kadar güçlüyüm.
Büyük bir metal kapı buldum, tırmanıp atlamaya çalıştım,
Nikel, sert, gümüş beyazı bir metaldır.
Tom'un heavy metali sevdiğini sana düşündüren ne?
Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.
Paslı metal olması özellikle kötü. Tetanos böyle kapılır, pasta bulunur.
Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?
Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.
Heykeltraş işin gökyüzüne açılan bir pencereyi temsil ettiğini söyledi, ama bana mantıksız eğri böğrü bir metal parçası gibi göründü.