Translation of "Llegada" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Llegada" in a sentence and their turkish translations:

Espero tu llegada.

Ben varışını bekliyorum.

Es una recién llegada.

Bu hanım geç gelenlerden.

Su llegada animó la fiesta.

Onun gelişi partiyi canlandırdı.

- Yo le informé de mi llegada.
- Yo le informé a ella de mi llegada.

Gelişim hakkında onu bilgilendirdim.

Posiblemente, el accidente retrase su llegada.

Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.

Ella le informó de su llegada.

- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- O, gelişiyle ilgili onu bilgilendirdi.

Su llegada fue saludada con ovaciones.

Onun gelişi sevinçle karşılandı.

Su llegada alteró completamente nuestra vida.

Onun gelişi hayatımızı tamamen değiştirdi.

Y cronometran su llegada a la perfección.

Varış zamanlarını da mükemmelleştirmiş durumdalar.

Recibí una carta informándome de su llegada.

Onun ulaştığını bana bildiren bir mektup aldım.

Espera impaciente la llegada de su esposo.

Kocasının gelmesini dört gözle bekliyor.

La rápida llegada del policía nos sorprendió.

Polisin çabuk gelişi bizi şaşırttı.

Ken está esperando la llegada del tren.

Ken trenin gelişini bekliyor.

Solo la llegada de Napoleón evitó el desastre.

Sadece Napolyon'un gelişi felaketi önledi.

La noticia de su llegada aumentó nuestra emoción.

Onların varış haberi heyecanımıza katkıda bulundu.

Ella murió dos días después de su llegada.

Gelişinden iki gün sonra öldü.

La recién llegada al serio mundo de la feminidad,

başkalarının işine burnunu sokan biri gibi hissediyorum.

A mi llegada a la estación, yo te llamaré.

İstasyona vardığımda, seni ararım.

La llegada de las tropas condujo a más violencia.

Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.

Llegada a la estación, ella llamó a su hermano.

İstasyona vardığında, o, erkek kardeşini aradı.

Soy un poco mayor para tener horario de llegada.

Evden dışarı çıkma saatlerime karışılacak yaşı geçtim.

A su llegada a la estación, él llamó un taxi.

İstasyona vardığında, o bir taksi çağırdı.

Supongo que la pérdida de testosterona y la llegada del estrógeno

Sanırım testosteron kaybedip östrojen almam

Y estoy mirando el regalo que me enviaron para celebrar mi llegada.

Bir de gelişimi kutlamak için bana gönderdikleri hediyeye bakıyordum,

Desde su llegada al pueblo, todas las mujeres se quedaron cuidando de él.

Onun şehre gelişinden beri, bütün kadınlar onun hakkında dikkatli kaldı.

Nadie con dos dedos de frente caminaría por este bosque llegada la noche.

Aklı başında hiç kimse gece şu ormanda yürümez.

En mayo, una orden confusa al mariscal Ney contribuyó a su tardía llegada a

Mayıs ayında, Mareşal Ney'e kafa karıştıran bir emir , Bautzen Savaşı'na geç gelmesine

Damas y caballeros, debido a un accidente en el aeropuerto, nuestra llegada se retrasará.

Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek.

Antes de la llegada de los europeos, la fiebre amarilla no constituía un problema.

Avrupalıların gelişinden önce sarı humma bir sorun değildi.

Con la llegada del cálido clima de la primavera el general cartagines hace lo inesperado.

Ilık bahar aylarının gelişiyle Kartacalı general beklenmeyeni yapıyor.

- Estoy muy contento por vuestra llegada.
- Estoy feliz que hayáis venido.
- Me alegra mucho vuestra presencia.

Gerçekten gelişini takdir ediyorum.

- Han pasado diez años desde que vine a Tokio.
- Pasaron diez años desde mi llegada a Tokio.

Tokyo'ya geldiğimden beri on yıl oldu.