Translation of "Perdí" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Perdí" in a sentence and their turkish translations:

Perdí.

Kayboldum.

- Perdí el bus.
- Perdí el colectivo.

Otobüsü kaçırdım.

- Perdí el juego.
- Perdí la partida.

Oyunu kaybettim.

Me perdí.

Kayboldum.

¿Perdí algo?

Bir şey kaçırdım mı?

Perdí el bazo.

Dalağımı kaybettim.

Perdí el tren.

Treni kaçırdım.

Perdí mi lápiz.

Kurşun kalemimi kaybettim.

Perdí mi gorra.

Benim kepimi kaybettim.

Perdí otra oportunidad.

Bir fırsat daha kaybettim.

Perdí mi cámara.

- Ben kameramı kaybettim.
- Fotoğraf makinemi kaybettim.

Perdí mi reloj.

Saatimi kaybettim.

¿Qué me perdí?

Ne kaçırdım?

Perdí mi inspiración.

Ben ilhamımı kaybettim.

¡Perdí mi pasaporte!

Pasaportumu kaybettim.

Perdí la consciencia.

Bilincimi kaybettim.

Perdí mi entrada.

Biletimi kaybettim.

Perdí la paciencia.

Ben sabrımı kaybettim.

Perdí mi linterna.

Fenerimi kaybettim.

Perdí mi fuerza.

Gücümü kaybettim.

Perdí mucho dinero.

Çok para kaybettim.

Perdí las ganas.

İlgiyi kaybettim.

Perdí mi arete.

Küpemi kaybettim.

No los perdí.

Onları kaybetmedim.

Perdí mucha sangre.

Çok kan kaybettim.

Perdí mi corona.

Tacımı kaybettim.

Perdí mi identidad.

Kimliğimi kaybettim.

Perdí mi paraguas.

- Benim şemsiyemi kaybettim.
- Şemsiyemi kaybettim.

Perdí mis llaves.

Ben anahtarlarımı yitirdim.

- Perdí el reloj.
- He perdido el reloj.
- Perdí mi reloj.

Saati kaybettim.

- El lunes perdí mi trabajo.
- El lunes perdí mi empleo.

Pazartesi günü işimi kaybettim.

Yo perdí mi sombrero.

Şapkamı kaybettim.

Ayer perdí mi reloj.

Dün saatimi kaybettim.

Perdí mi cuaderno hoy.

Bugün dizüstü bilgisayarımı kaybettim.

Me perdí otra oportunidad.

Bir fırsat daha kaçırdım.

¿Me perdí de algo?

- Bir şey kaçırdım mı?
- Bir şey mi kaçırdım?

¿Me perdí algo interesante?

İlginç bir şey kaçırdım mı?

Nunca perdí las esperanzas.

Ben asla umut yitirmedim.

Perdí el último tren.

Son treni kaçırdım.

Perdí a mi perro.

Köpeğimi kaybettim.

Perdí mi bolígrafo favorito.

Favori kalemimi kaybettim.

¡Aaaayyy! Perdí mi billetera.

Aaah! Cüzdanımı kaybettim.

¡Mierda! ¡Perdí mis llaves!

Hassiktir! Anahtarlarımı kaybettim!

Perdí también mi móvil.

Ben de cep telefonumu kaybettim!

¡Perdí el autobús escolar!

Okul otobüsünü kaçırdım!

Casi perdí el tren.

- Az daha treni kaçırıyordum.
- Neredeyse treni kaçırıyordum.

Vaya, perdí el autobús.

Otobüsü kaçırdım.

- Me perdí en Nueva York.
- En Nueva York perdí mi camino.

New York'ta yolumu kaybettim.

- Perdí el camino en el bosque.
- Me perdí en el bosque.

Ben ormanda kayboldum.

Me perdí en la nieve.

Karda kayboldum.

Perdí un poco de peso.

Biraz kilo verdim.

Esta mañana perdí el autobús.

Ben bu sabah otobüsümü kaçırdım.

Perdí casi todo mi dinero.

Neredeyse bütün paramı kaybettim.

- Perdí la consciencia.
- Quedé inconsciente.

Gözüm karardı.

Perdí la noción del tiempo.

- Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
- Saatin nasıl geçtiğini hiç anlamamışım.

Ayer perdí el último autobús.

Dün son otobüsü kaçırdım.

Perdí mi confianza en él.

Ona olan güvenimi kaybettim.

Perdí todo lo que tenía.

Sahip olduğum her şeyi kaybettim.

Perdí mis lentes de sol.

Ben güneş gözlüğümü kaybettim.

Creo que perdí mis llaves.

Sanırım anahtarlarımı kaybettim.

¡Chale! ¡Ya perdí mi chamba!

Lanet! İşimi kaybettim!

Perdí mi llave por aquí.

- Buralarda anahtarımı kaybettim.
- Ben buralarda anahtarımı kaybettim.

Lo perdí entre la multitud.

Kalabalıkta onu kaybettim.

Perdí el apetito de repente.

Aniden iştahımı kaybettim.

¡Perdí la billetera, que bronca!

Cüzdanımı kaybettim, ben kızgınım!

Necesitaría los papeles que perdí.

Kaybettim belgelere ihtiyaç duyacağım.

Me perdí en tu universo.

Sana olan aşkımdan kendimi kaybettim.

Perdí más de tres horas.

Üç saatten fazla zaman kaybettim.

- Para decirte la verdad, perdí tu bolígrafo.
- A decir verdad, perdí tu pluma.

Doğruyu söylemek gerekirse, kalemini kaybettim.

- Imagino que perdí la noción del tiempo.
- Creo que perdí la noción del tiempo.

- Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
- Sanırım zaman kavramını yitirdim.

- He perdido mi monedero.
- Perdí mi billetera.
- Perdí mi cartera.
- He perdido mi billetera.

- Cüzdanımı kaybettim.
- Ben cüzdanımı kaybettim.

- He perdido la llave.
- He perdido mi llave.
- Perdí mi clave.
- Perdí mi llave.

- Anahtarımı kaybettim.
- Ben anahtarımı kaybettim.

- El otro día perdí mi cámara de fotos.
- El otro día perdí mi cámara.

Geçen gün kameramı kaybettim.

- Perdí mi camino en el bosque.
- Perdí el camino en el bosque.
- Me he perdido en el bosque.
- Me perdí en el bosque.

Ben ormanda yolumu kaybettim.

Perdí la llave de mi coche.

Arabamın anahtarını kaybettim.

Perdí el avión de las dos.

Saat iki uçağını kaçırdım.

Perdí el hilo de la conversación.

Konuşmanın gidişini kaybettim.

Perdí de vista a mis amigos.

Arkadaşlarımın görüntüsünü kaybettim.

Perdí mi zapato en el incendio.

Yangında ayakkabımı kaybettim.

Compré un bolígrafo, pero lo perdí.

Bir dolma kalem aldım fakat onu kaybettim.

A decir verdad, perdí tu pluma.

Gerçeği söylemek gerekirse, kalemini kaybettim.

Desafortunadamente, me perdí toda la diversión.

Ne yazık ki, bütün eğlenceyi kaçırdım.

Perdí mi boleto. ¿Qué debería hacer?

Biletimi kaybettim. Ne yapmalıyım?

Necesito saber de qué me perdí.

Ne kaçırdığımı bilmem gerekiyor.

Perdí mi llave cerca de aquí.

Buralarda bir yerde anahtarımı kaybettim.